Seyahat

Bodrumda Yaşamak

Bodrumda Yaşamak

 

Bodrumda Yaşamak

Bodrum, artık şehirli pek çok kişinin yaşama hayalini süsleyen bir türk ilçesi. Şehirlerde bugün 30 lu yaşlarında çalışan kesimle sohbet ettiğinizde, çok kişiden  ben de bıktım, bodruma yerleşeceğim, daha sade bir hayat yaşayacağım’ gibi laflar duyarsınız. Bu sadece Bodrum için geçerli değil tabi, Kaş, Datça, Antalya, Kazdağları, Marmaris, Fethiye, Dalyan vs pek çok yer olabilir. Genel kanı, şehirlerdeki kalabalık ve kaotik kapitalist sistem çarklarından kurtulma arzusudur ki çok haklı bir istektir. Kimisi bu hayalini gerçekleştirecek cesarete sahiptir, kimisi aman kışın ne yaparım sıkılırım der, kimisi sadece lafta kalır, kimisi düzenini bozmaya çekinir, kimisi de gerçekten istemiyordur zaten. Ama nereye giderseniz gidin aslında düzen ve sistem gene ensenizdedir, sadece daha huzurlu ve sakin yaşar, yaşadığınızı hissedersiniz her an’da.

Benim Bodrum maceram 30 yıl öncesine dayanıyor, hatta ben doğmadan öncesine belki. Annem ve babam 5 yıllık flört döneminde sayısız kez buraya gelerek tatiller yapmışlar, buraya aşıklarmış ama hiç bir zaman yerleşmeye cesaret edemeyenlerdenmiş. Ben doğduğumdan beri her sene tatile gelirdik, yalnız aslında ben Bodrum’da tatil fikrini asla sevemedim. Benim için doğadan uzak, bol betonlu, kalabalık, sıcak ve fazla popüler idi. Daha sakin, çadırlı, kamplı, bol doğal tatiller ve maceralar daha benlikti her zaman. Tatil dediğin değişik olmalı, hatta uzak ülkelere olmalıydı, sonradan kendi içimde var olan bu aşkı keşvettim büyüdükçe, o ayrı.

Üniversite bitene dek İstanbul’a dayanabildim, beni en bezdiren şeyse trafik ve betondu. Uçcuz bucaksız beton yığınlarının toprağı kaplaması fikri bazen nefesimi kesiyordu, dünya-gaia nefes alamıyordu, bunu hissediyordum. Yeşillik yok, ağaç yok, toprak yok, doğa yoksa ben de yokum. Bir şekilde gene sırt çantamı kapıp yollara düşmüştüm ve bu esnada aşık olmuştum sevgilime , bir dileğim gerçek olmuştu, o da şehirde yaşamıyordu. İşte, bu sayede kendimi attım İstanbul’dan dışarı, ilk yıllar gezmek, bol tatil, kış gelince de Hindistan’a kaçarak bol güneşli geçti hayat. Okul bitmişti, özgürdüm, gezmeliydim. Gel zaman git zaman evlenmeye karar verdik ve Türkiye’de en iyi yaşanacak yerin Bodrum olduğunu düşündük. İkimiz de deniz aşığıyız ve yaz seviyoruz. Kışlar, fazla kalabalık, trafik, gri hava, soğuk ve şehirler bize göre değil, elbette yaşamak için çalışabilmek de lazım. Türkiye şartlarında bunu sağlayan çok yer yok gibiydi bizim için. Velhasıl geldik, şu an 4. yılımız bitiyor burada.

peki yaşam nasıl ?

Öncelikle çocuklu hayat ve çocuksuz hayat olarak iki şekilde de anlatabilirim, buraya taşındığımızda çocuğumuz yoktu. En sık sorulan soru kışın ne yapıyorsunuz oluyor, siz ne yapıyorsunuz diyesim geliyor bu soruya. Bodrum baya gelişkin hatta merkezi ve merkeze en yakın semtleri baya bina, bina ve bina. 3 tane avm yapıldı son yılda çok gerekliymiş gibi. Ülkedeki avm çılgınlığı buraya da sıçramıştı. Bizim gibi doğa severler genellikle merkezden uzakta yaşarlar, bunun için Yalıkavak Gümüşlük Turgutreis civarları uygun. Bunun yanısıra Konacık ve merkez ise bol trafikli ve yoğun yerler, kışın bile şehri aratmaz . En sevdiğimiz meyhanede kışın haftasonları yer bulamıyoruz, o kadar insan yaşıyor. Sinemamız var, alışveriş desen her şekli mevcut. Tüm dünya mutfaklarından yemek yapabilecek malzemeleri bulabiliyoruz. Burada internetten yemek söylemek diye bir durum yok, aslında var ama kullanmıyoruz. Bu sebepten bol bol evde istediğimiz yemekleri yaparak geçiriyoruz zamanımızı. Gündoğan tarfında ormanlar ve ağaçlık alanlar var, kışın ve baharda harika piknikler ve yürüyüşler yapabiliyoruz. Merkezde yaz kış açık, her keseye hitap eden restoran cafe ve barlar da mevcut. Çocuksuz yapılacak pek çok şey var, şehirde ne yapıyor insanlar, yemek mi yiyorlar, sinemaya mı gidiyorlar, bar mı ? Hepsi mevcut ve fazlası bence.

Çocuklu hayata gelince asıl olay başlıyor çünkü burada çocuk yetiştirmek bence şehirden çok daha kolay ve rahat. Bu benim için büyük bir artı oldu, çocuk yapayım diye buraya taşınmamıştık. Çocukla sonradan buraya şehirlerden taşınan çok da insan var haklı olarak. Burada çocuk için aktivite çok, mesela 0-3 yaş arası oyun gruplarımız var, yabancı ve türk pek çok ülkeden ve şehirden harika anneler var.  Evlerin bahçeleri var, bu çocuk için büyük avantaj. 7-8 ay yüzülebilen deniz var. Kışın güneşli havalarda gidilecek boş kumsallar, ormanlar, park ve bahçeler var. Çocukla nereye gideyim derdi yok, tamamen açıkhavada özgürce yetiştirebilirsiniz çocuğunuzu. Okullar da var her tarza göre, özel kolejden devlet okuluna ve hatta yeni açılan demokratik ilkokula dek diğer yerlerden daha bile fazla imkan var artık. Havaalanı çok uzak sayılmaz. Hastane ve doktor bulmakta da güçlük çekilmiyor, daha ne olsun. Genellikle bu başlıklar soruluyor çünkü çocuklu aile okulu ve hastane durumunu merak ediyor sanıyorum en çok.

Negatif yönleri yok mu, elbette var. Mesela İstanbul’dan daha ucuz bir hayat yaşayayım mantığı ile gelecekseniz yanılıyorsunuz çünkü burası ucuz bir yer değil. Diğer ilçelerin içinde emlak konusunda en pahalı konumda Bodrum yer alıyor. Üstelik eskiden evler sadece yazlık amaçlı inşa edildiği için, ısıtma gibi bir sıkıntı da oluyor. Burada doğalgaz yok, ısınma işini soba, klima ya da elektrikli ısıtıcılar ile çözmek zorundasınız. Tabi kaç ay kış, 2-3, tolere edilebilir bu durum. Geniş evleri ısıtmak problem olabilir, kaldı ki pek fazla geniş ev de yok, evler minik minik ve genellikle de açık mutfak. Son dönemlerde çok fazla yeni site yapıldı, bu siteler artık yaz kış oturum göze alınarak tasarlanıyor, şehir evlerinden bir farkı yok, hatta apartman dairesi gibiler, bu benim için negatif bir durum.

Bodrum, gelişen toplum ve artan nüfus ihtiyacı gözönünde bulundurularak haddinden fazla gelişiyor artık. Her boş alana otel yapılıyor, deniz kenarında kocaman kocaman binalar var ve kumsallar bu otellere veriliyor, yani bir yerde doğa katlediliyor. Mavi bayraklı koylar bu şekilde pisleniyor, artık kapasitesini aşmış durumda bu kıyılar. Şehirli çalışanlar erken rezervasyon ile akın ediyor yazları ve bu tesisleri kullanıyor, onlar talep ettikçe, sayıları artıyor, aslında kimse düşünmüyor doğayı artık. Kışın in cin top oynayan yerler, yazın yürünecek yer bulunamaz hale geliyor. Turizm böyle bir şey tabiki.

Artıları ve eksileri var. Belki şehirlerde yaşayan çocukluların üstündeki baskı dolayısı ile istekler çok arttı, okulun en iyisi, eğitimin, beslenmenin, alışverişin, oyuncağın en iyisi... En pahalısı, en iyisi. Ama böyle bir şey yok, çocuğumuza en iyisini, en pahalısını vererek mutlu edemeyiz elbette ki. Zaten en iyi diye bir şey yok hayatta. Bence insanların daha mutlu olması için daha çok doğaya ve sukunete ihtiyaçları var, bu kişinin kendi içinde başlar ve yaşadığı yerle de mümkün kılınmış olur.

Burada yaşamak güzel şu an, ama daha farklı bir yaşam şekli muhakkak mümkün hepimiz için. Çocuklu ya da çocuksuz, herkese istediği gibi yaşadığı bir hayat dilerim, kendime de. Hayat değişir, her şey değişir.

Berrak Chi
İnstagram: bechis#
facebook: berrak.chi

 Fotoğraf: http://www.fonipon.com alıntıdır

1 Comment

1 Comment

  1. Asli

    08 Haziran 2016 at 08:18

    Berrak hanım merhabalar
    Bodrum da bebek grubu arıyorum, yardımcı olabilir misiniz?

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top