Seyahat

Hindistan…

Hindistan

Hindistan

İlk sırtçantalı gezilerimi hep avrupaya yapmıştım. Nedeni belli, avrupa bizim ülkemize mesafe ve kültür olarak çok yakın. Bence gençler, teenage yıllarında ve okurken, bol bol yurtdışına gitmeliler. Ben de öğrenci iken en uygun seçenek olan interrail’i tercih etmiştim. Açık bir tren bileti ve shengen vizesi ile avrupa sizin, aylarca bu şekilde gezebilirsiniz. Avrupa beni o yaşta etkilemiş olsa da, bugün aynısını düşünmüyorum.

O dönem ailem ya da etrafımda hiç kimse bana asyadan bahsetmemişti. Eğitim sistemimizde de dünya ülkeleri hakkında bilgi edindiğimi anımsamıyorum. Bizlere dayatılan Avrupa ve Amerika hep. Alışkanlıklar, medeniyet, her şey sanki onlardan sorulur gibi bir hava var. Sonradan, okulu bitirdikten sonra İstanbul’dan kaçarak çok güzel insanlarla tanıştım ve onlar sayesinde Asya kapıları aralandı. Bizim toplumumuz genellikle ne sanıyor, Asya, geri kalmış, pis kıta, kalabalık, suç oranı yüksek, güvensiz, gidilmez, pahalı. Bilinmiyor yani. Evet Asya’da malesef çok geri bırakılmış ülkeler var, bırakılmış diyorum çünkü sağolsun Avrupa ve Amerika güzelce sömürmüş ve sömürmede bu güzel ülkelerin çoğunu.

Benim Asya’daki ilk durağım Hindistan oldu. Hindistana gitmeden ailem inanamadı, ne yapacaksın orada, aşı olacak mısın, çok uzak, ne yiyeceksin, çok pis değil mi gibi sorularla çok sık karşılaştık. Bir gezgin, gezer, bu soruları kurcalamazdı bence. Biz sadece gidiş bileti aldık, dönüş bile muamma idi, ne zaman ve nereden dönülür bilinmez. En özgür ve güzel yola çıkış şekli bence buydu.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Hindistan

Hindistan

Hindistan Cumhuriyeti, dünyanın en büyük demokrasisi ve en kalabalık 2. ülkesi. Tabiki 1. Sırada Çin var. Aynı zamanda hinduizm ve budizmin de doğduğu topraklardır.

Bana sorarsanız bu kara parçasında bir şey var, bir tılsım, bir enerji var. Hindistan’ın taşı toprağı değerli ve yarı değerli taş, o kadar çok taş var ve o kadar ucuz ki, şaşırmıştım. Sokaklarda zümrüt, elmas, safir, aytaşı, agat, lapis lazuli…envai çeşit taş satan insanlar var. Belki de bu taşların enerjisi bu topraklara geçmiştir. Gerçekten dünyaya bakış ve algılama şekilleri takdire şayan.

Bu ülkeye gitmekteki amacım, bizim alışık olduğumuz, avrupa benzeri, planlanmış çok nizami hayatlarımızdan farklı kültürleri tanımaktı biraz da. Hindistan’ın belli bölgelerine gider çok kişi. Yine turlarla giden türk sayısı hayli fazla. Bu ülkede de tur tercih etmeyecektik, hiç bir yerde tercih etmiyorum açıkçası, turizmcilerden özür dilerim  İşte bu ülke benim tüm isteklerimi karşılayacak gibi duruyordu, öyle de oldu, beklentilerimden fazlasını bana yaşatan bu ülkeyi özlüyorum, 2 kere gitmemize rağmen 6 aya yakın süre geçirdik, çok yakın zamanda tekrar gideceğime eminim.

 

Hindistan

Bu ülke ya kendini sevdiriyor ya da nefret ettiriyor sanırım. Yalnız bu insanları anlamaya başladıktan ve bu ülkeye alıştıktan sonra, geride bıraktığınız o nizami ve -mış gibi öğretilen toplum yapısı çok uzak ve yapay gelmeye başlıyor. Yolda olanlar bilir, uzun ve sonu belirsiz bir geziye çıktığınızda, geride bıraktıklarınız bir süre sonra uzak bir sis bulutunun ardında gibi kalır, sanki o hayat sizin değilmiş gibi, sanki siz hep gittiğiniz yerdeymişsiniz gibi. Hindistana ilk indiğim gün, hava, kalabalık, insanlar, renkler, biraz korkutmuş ama çok farklı olduğu için inanılmaz mutlu etmişti beni.

 

Hindistan

Çok zor anlar da yaşadık, yeri geldi aç kaldık, yemekler çok acı olduğundan yemek yiyemedik, birkaç kez zehirlendik, çok insanın –kadının- asla konaklayamayacağı yerlerde kaldık, çok kişinin asla yiyemeyeceği pislikte yerlerde yemekler de yedik. Bu esnada bu kadar kalabalık ve fakir ülkenin enteresan insanları ile tanıştık ve bolbol gözlem yaptım.

Hindistan

Sıcacık, herşeyimizin olduğu, planlı programlı ve steril hayatlarımızla karşılaştırılamayacak hayatlar yaşıyor bu insanlar. Dünyanın zaten yarısından fazlası bu şartlarda yaşamıyormu…Biliyoruz ama gidip yerinde görmeye cesaretimiz var mı…Çok kişi için tatil biliyorum ki kapalı kutularda full hizmet sunulan dinlenilen ve tüketilen bir kavram. Tatil ve gezmek aslında birbirinden farklı. Bizim hindistan yolculuklarımız her ikisini de kapsadı her zaman, aradıklarımı buldum diyebilirim. Gene çoğu kişi için asla tercih edilmeyen bir lokasyon. Ama ben gözlemlerimi paylaşmak istiyorum, yollar boyunca düşündüm, izledim, farkettim. Turistik bölgelerde de anlaşılıyor bazı şeyler ama asıl derinliklere, köylere, turistin gitmediği yerlerde anlıyorsunuz bu ülkeyi.

Uzun ve kalabalık tren yolculukları, sokaklarda kaybolmak, dilini asla anlamadığınız bir asya ülkesinde, yabancılara güvenmek, konuşmadan anlaşmak, sonu belli olmayan bir maceraya atılmak. Bu ülkede işte benim en çok ilgimi kadın ve çocuklar çekti.

Berrak Chi
İnstagram: bechis#
facebook: berrak.chi

 

1 Comment

1 Comment

  1. Pingback: Bu haftaki yazılarım :) | Chi

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top