Merhaba,
Instagram profilimdeki yazıyı paylaşarak başlamak isterim yazıma: Sağlıklıyım, mutluyum, anneyim, vintage severim, sadece sevdiklerini paylaşan bloggerım 🙂
Bloğumdaki paylaşımlarım aslında hayatımın kapısını aralayıp içerideki ışığın dışarıya yansımasıdır. En parlak ışığım ise kızım, ailem ve hobilerim. Aslında Bilgisayar Mühendisiyim ama part-time (haftada 9 saat) Bilgisayar Öğretmenliği dışında en güzel meslek olan annelikle meşgulüm. Buna bir de Şeyda’nın da isteği ile zayıflama sürecim eklendi. İtiraf ediyorum: Esasında paylaşmayı düşünmüyor ve istemiyordum da. Çünkü bloğum ünlü birinin varlığı ile hem dikkat çekecekti ki buna pek sıcak bakmıyordum. Bunun yanı sıra esas takipçilerinde tepkisini çekeceğini düşünüyordum. Düşündüğüm gibi az da olsa olumsuz tepkiler aldım. Şeyda bunun bir çok bayanı motive edeceğini önceden tahmin etmiş olmalı ki, paylaşmam konusunda beni destekledi ve açıldık.
Doğum sonrası birçoğu bayanın aksine emzirirken inanılmaz kilo vermiş, emzirme sonrası da bir rahatsızlığımdan dolayı kısa sürede fazlasıyla kiloyu geri almıştım. Sonra ne denediysem olmamış, aç dahi kalsam kilo verememiştim. Bir gün Şeyda bana ‘Seni zayıflatırım ama sana güvenmem gerek, çünkü bana uzaksın, eve gelip seni kontrol edemem‘ demişti. Aslında ne kadar kontrol edemem dese de, sıkı sıkı kontrol etmiş, desteklemiş ve gözümde imkansızlaşmış bir şeyi kısa bir sürede çözmüştü.
Şeyda’nın enerjisi, benim azmim ve disiplinimle 9 haftada 19 kilo vermiştim. Pişman olacağımı düşündüğüm paylaşım ile tam tersine çok güzel geri dönüşümler aldım. Dünyanın birçok yerinden yazan anneler, hanımlar ile yazışmaya başladım. Benimle dertlerini paylaştılar ve gerçekten de Şeyda’nın söylediği gibi, mesele yemek değil, problem kilo problemi değildi. İnsanları yemeye iten sebepleri bulmalı, içindeki boşluğun sebebini öğrenmeliydi önce insan.
Bu konuda hala birçok bayanla yazışıyorum. Başlarda günde yüzlerce mail geliyordu. Aralarında gerçekten çok absürd mailler vardı. Zayıflamazsam eşim boşar, zayıflamazsam, yardımcı olmazsanız intihar ederim gibi. Bunların benim esas blog takipçilerim olmadığı belliydi. Eğer ölmek istiyorsan seni tutamam veya o eş seni boşamakla sana en büyük iyiliği yapmış olur gibi geri dönüyordum. Böyle mailler yavaş yavaş azaldı ve neredeyse bitti. Geriye çok güzel, düzgün anneler ve bayanlarla süren diyaloglarımız kaldı.
Gelen samimi yorumlardan ne kadar insanın hayatına güzel dokunuşlarda bulunduğumuzu görmek beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. Bu yüzden desteğe devam dedim ve instagram’da annelerle Şeyda’nın Posta Gazetesi’nde yayınlanan listelerini gün ve gün uyguluyor, Şeyda’dan öğrendiğimi, araştırmalarımı, spor ayakkabısı, kıyafeti hakkında edindiğim bilgileri en doğru şekilde paylaşmaya çalışıyorum. Şeyda yoğun olduğu için onun da isteği üzerine kendi hesabına gelen sorulara bilgim kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyorum.
İsveç’te yaşayan bir bayan mesela: Karabuğday’ın adını ve nerede bulabileceğini soruyor ve İsveç’e gitmediğim halde araştırıp nedir, nerede satılır, en iyi hangi markadır söylüyorum. Bunları gönüllü ve o güzel enerjiyi hissettiğim için severek yapıyorum. Bu işi biraz daha ileriye taşıyıp bir de Youtube’a bulaştım. Şimdi kızımla, şu şu nasıl pişirilir’i gösteriyorum.
Hem Şeyda’nın yemeklerini, hem de kızıma hazırladığım yemekleri, kendin yap (dikiş, ev dekorasyonu vb.) aktivitelerini kızımla beraber hazırlayıp paylaşıyorum.
Anlayacağınız tam bir internetannesiyim 😉
