Röportajlar

14 Şubat Özel Röportajı Derya Coşkundeniz

derya-coskundeniz-14-subat

derya-coskundeniz-14-subat

Derya Coşkundeniz kimdir? Ne yapar? Aşk doktorunun hastası mıdır? 🙂

2000 yılından beri televizyon sektöründeyim. Aslen televizyoncuyum ama 4 yıldır Posta Gazetesi’nde anne & çocuk yazıları yazıyorum. Zaman zaman da yine televizyonda programlar sunuyorum. Aşk doktorunun hastası değilim, bizzat aşk doktoruna hastayım.

Derin ve Mavi ile hayat nasıl gidiyor?

İkizler maşallah çok sorunsuz çocuklar. Doğduklarından beri beni hiç üzmediler. İlk 1,5 yıl 2 bebekle başetmek kolay olmadı ama yine de pek çok bebekle kıyasladığımda çok yumuşak huylu bebeklerdi. Yakın zamanda 4 yaşına girecekler ve hayat onlarla şimdi çok daha eğlenceli.

İsimleri sanki çok önceden karar verilmiş gibi çok güzel ve uyumlu. İsim seçiminiz nasıl oldu? 

Mehmet her zaman Mavi ismini çok severdi ve çocuğumuz olduğunda adını Mavi koymaya karar vermiştik. Mavi adı unisex bir isim olduğu için, bebeğin cinsiyeti önemli olmadı. Sonra ikiz olduklarını öğrendik ve Mavi’yle ve soyisimleriyle uyumlu olan Derin adında karar kıldık. Karnımın en derinindeki bebek Derin’di, diğeri de Mavi. Böylece isimleri daha anne karnındayken belirlenmiş oldu.

Hamileliğinde nasıl beslendin İnternetanneleri’ ne beslenme önerilerin var mı?

İzmirli olmam biraz avantajdı sanırım. Ben sebze, salata ve balık ağırlıklı beslenirim. Az ama çok sık yerim. Hamilelik öncesi beslenme alışkanlıklarınız, hamileliğinizi de etkiliyor. Daha önce meyveyle pek aram yokken, hamileliğin bir lütfu olarak gözümü meyvelerle açıyordum. Dışarı çıkarken çantama mutlaka su ve meyve atardım. Bol su tüketmek, ani açlık krizlerini meyve ya da ceviz, kuru kayısı gibi sağlıklı atıştırmalıklarla bastırmak en büyük püf noktamdır.

Derya coskundeniz2

Hamileliğiniz nasıl geçti? Sizi en çok zorlayan şeyler nelerdi birkaç örnek verebilir misiniz?

Hamileliğim 31. haftaya kadar gayet güzel geçti. İkiz bebek beklememe rağmen hareketlerimde hiçbir kısıtlanma yaşamadım. Bol bol yürüdüm, yüzdüm ve hamile platesi yaptım. 31. haftada maalesef erken doğum riski yaşayıp 10 gün yatmak zorunda kaldım. Çoğul gebeliklerde sık rastlanan bir durummuş. Neyse ki, 37. haftaya kadar gayet iyi idare ettik. Hamilelik boyu yaşadığım tek sıkıntım zor nefes almaktı. Burundaki kılcal damarlar ödem yaptığı için zor nefes alıyordum. Beni en çok bu zorlamıştır.

Doğum safhası nasıl geçti?

Epidural sezeryan yaptım. Bebeklerim dönmemişti ve artık doğum sancılarım sıklaşmıştı. Çok neşeli bir ortamda en sevdiğim müzik eşliğinde doğurdum bebeklerimi. Tamamen uyutulmak istemedim. Doğduklarında her ikisini de görüp, öpmek istedim ve öyle de oldu. Muhteşem bir deneyim.


Mehmet Bey size hangi konularda yardımcı oluyor?

Hep söylerim, Mehmet bebekleri karnında taşımak ve emzirmek dışında, ben ne yaptıysam hepsini yaptı. İkizler, babalarının hakkını ödeyemez. Ben uyurken onları besledi, uyuttu, oynattı, altlarını değiştirdi ve asla ben yapamam demedi. Aksine zevkle yaptı.

Çocuk bakımı ve gelişimi konusunda nerelerden destek aliyorsun? Aliyor musun? Anne Çocuk anlayışın nedir? Özgürlükçü mü? Kuralci mi?

Yeni ve bilmediğim bir durumla karşılaştığımda araştırıyorum. Uzmanlara danışıyorum. Fakat her kitabın ya da her uzmanın dediğini körü körüne yapanlardan değilim. Bunun da yanlış olduğunu düşünürüm. Yazılanlar ya da söylenenler, kendi aileme veya çocuklarıma uymuyorsa, zorlamanın anlamı olmaz. Kendime uyarlayıp öyle uygularım, sağlıklı olanı da budur. Ne tam özgürlükçüyüm ne de tam kuralcı. Sistemi kurduktan sonra, istesem de o sistemi bozamayız zaten. Mesela uyku düzeni oturduktan sonra, her yerde uyuyabilen çocuklar oldular. Bu yüzden ‘uyku saatinde evde olmalıyız’ diye kurallara hapsolmadım hiç. Bir taraftan da son derece özgürlükçüyüm. Bulunduğu ortama uyum sağlayan çocuklar olmalarını istiyorum çünkü.

Arada kıskançlık oluyor mu? Seni paylaşamama gibi durumlarda ne yapıyorsun?

Kıskançlık elbette oluyor. Bebekliklerinden beri onlarla konuşurum. “Bakın benim sadece iki elim ve iki ayağım var ve benden de sadece bir tane var. Her ikinizi de aynı anda kucağıma alamam. Ama size sarılabilirim” diye anlatıyorum. Durumu her şekilde idare ediyoruz.

İkizlerin babayla araları nasıl?

Babalarına son derece düşkünler. Mehmet’in işleri çok yoğun olduğu için az görüşebiliyorlar. Bu durum onları birbirine daha da bağlıyor.

derya-coskundeniz-14-subat


Birbirleriyle iletişimi ne durumda?

Çok iyi anlaşıyorlar. Kavga ederler ama bu çok kısa sürer. Teşekkür eden, özür dileyen ve takdir eden çocuklar oldular. Paylaşmayı bilerek doğdular bu yüzden paylaşamamakla ilgili kavgaları daha az yaşarız.

Sanırım pek fazla aynı giydirme taraftarı değilsiniz?

İkizlerin aynı giydirilmelerine son derece karşıyım. Ne kadar sevimli gelirse gelsin, çocukların ayrı birer birey olduklarını atlıyor anne babalar. Hep farklı kıyafetler alıyorum. Aynı gelen hediyeleri de farklı zamanlarda giydiriyorum. Kavga ettiklerinde, “düşünsenize, dolabınızda hep aynı renk ve hep aynı model kıyafetler olsa ne kadar sıkıcı olurdu değil mi? Siz çok şanslısınız çünkü kıyafetlerinizi değiştirerek kullanabilirsiniz” diyorum. Hoşlarına gidiyor o zaman. “Bugün pembe pantalonu ben giydim, o yüzden pembe ayakkabıları ben giyeceğim” diyor biri, diğeri de onu onaylıyor. İkiz anne babalarının buna çok dikkat etmesi gerek.

Annelik surecinde en zorlandigin anlar neler?

İlk 3 ay ve sonra 2 yaş sendromu benim için en zor zamanlardı. Her ikisi de ilk kez karşılaştığım durumlardı ve ben çok bilinçsiz ve acemiydim. Hem yaşayarak hem de araştırarark durumu idare ettim.

İkiz annelerine önerileriniz yada küçük püfleriniz varmı?

İkiz anneleri, anneliğe zordan başlarlar. Diğer ikiz anneleriyle dertleşebilir, onların deneyimlerinden faydalanabilirler. İkiz annesi için pratiklik her şeyden önemlidir. Bu yüzden seçeceği ürün ne olursa olsun iki bebekle kullanılabilecek en pratik ürün olmasına özen göstersinler. Sakin olmak şart. Yakınlarından yardım alsınlar ve özellikle babayla koordine olsunlar.

İnternetten nasil faydalaniyorsun?Hangi sitelere giriyorsun?

Yabancı kaynakları takip ediyorum. Araştırmalar zaten mail kutuma düşer, merak ettiklerimi de ben araştırırım. Özellikle şu site diyemem ama en çok twitter’ı kullanıyorum.

Derya coskundeniz1

Sosyal medya kullaniyor musun? En çok hangisini?

Sosyal medyayı çok sık kullanırım. Twitter başta olmak üzere Facebook, Instagram ve Pinterest’i takip ederim.

Hobilerin?

Seyahat etmek bana terapi gibi gelir. Bu yüzden fırsat buldukça 2 günlüğüne kaçarım bu şehirden. Hem yeni yerler görmek hem de kendimle başbaşa kalmak ruhumun tek ilacı sanırım.

En sevdiğin İstanbul semti, mekanı? Cafesi? Restorantı?

Ben Taksim – Beyoğlu aşıklarından biriyim. Eski adıyla Pera’nın ruhu beni çok etkiler. Sanki her türlü duyguyu barındırırmış gibi gelir bana. Bir yanı arabesk, bir yanı bohem, bir yanı marjinal, bir yanı entellektüel, bir yanı tehlikeli, bir yanı da asildir Pera’nın. Bu çok sesliliği çekiyor beni kendine. Leb-i Derya’yı tek geçerim bu yüzden. Akşamları da gitmeyi en sevdiğim mekan Asmalımescit’te Nar Pera’dır. Mekan sahibinden çalışanlarına kadar herkesi tanıdığım için, kendimi orada güvende hissederim.

Annelere kitap, film, dizi, tiyatro birşeyler tavsiye eder misin seni çok etkileyen?

Ben okulda en çok felsefe dersini seven bir çocuktum. Felsefe, düşünmeyi önerir. Düşünen insandan zarar gelmez. Bu yüzden beyin fırtınası yaratacak kitap, tiyatro oyunu ya da filmleri severim. Beni en çok The Man from Earth filmi etkilemiştir. Mutlaka izlenmesi gereken bir film. Ahmet Ümit, Amin Maalouf kitaplarını çıkar çıkmaz alırım. Dizi izlemek bana vakit kaybı gibi geliyor o yüzden dizilere sıcak bakmıyorum.

Derya coskundeniz3

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top