Anne Olmak

Anahtar Kelime; Annesi En İyisini Bilir

Anahtar Kelime; Annesi En İyisini Bilir

 

Eski sayılmam. Tecrübeli de değilim. İlk doğumum, ilk çocuğum netice olarak. Hamilelikte elimde koca bardak suyumla, ayağımı uzattığım yerden okuduğum kitaplarda yazanlar uçup gitti kafamdan. Elimde ciyak ciyak ağlayan bebekle, dur şekerim şu kitabın şu sayfasını açıp tekrar bir okuyayım diyecek lüksümde yok. Gazıydı, beziydi, nazıydı, hatta yeri geliyor gecenin üçünde Allah Allah bu çocuğun adı neydi diye bile doktoru arıyordum.

Herkese göre değişen bir süre sonrasında (bende 6. aya tekabül etti bu süre) artık yeni doğum yapacaklardan tut, okul hazırlığı yapan annelere tavsiyelerde bulunacak kadar kavrulmuş hissediyorsun kendini.

“Biberon almıyor mu? Şekerim iki öğün yedirme bak nasıl alıyor!”, “Kucakçı mı oldu? Ya bırak yatağa ağlasın, illa ki uyur o çocuk!”, “Pişik mi oldu? Örtme üstünü gece örtme, yaktın çocuğu!”, “Hangi okula kayıt oldunuz? Ayol okul için şöyle, böyle diyorlar!” gibi..

Fakat bir süre sonra, senden bir üst kademede olan annelerin sana aynı şeyi yapmasından rahatsız olmaya başlayınca, işte o an bi aydınlanma geliyor insanın içine. Hele bir de sana söylenilenler senin mantığına ters olduğu zaman ayıp olmasın diye “hı hııı” diyorsun ya, e sana da “hı hııı” diyorlardı. Anla işte

O aydınlanma sonrasında kalabalık, çoluklu çocuklu bir buluşmamız oldu arkadaşlarla. Salonda koyu bir sohbet varken, iki ek gıdaya geçmiş bebekli arkadaşla mutfağa geçtik. Çocuklar acıktı tabi. Herkes çantasından özenle hazırladığı püreleri, çorbaları çıkardı. Sohbet malum; “sen neyi nasıl yaptın, ne kattın, ne kadar haşladın, yağ koydun mu, bal kattın mı” vs..

Benim kız da ay olarak diğerlerinden büyük. Yemeğinden uykusuna, gazından, neye güldüğüne kadar anlatıp onay bekler gibi bana bakıyorlar. Hani ben daha iyi bilirim ya. Gülümsüyorum sadece. Ta ki biri direk “Zoi, sabahları şu, öğlen bu, akşam uyumadan önce de mutlaka bu vermeli değil mi ama?” diye sorana kadar.

Aydınlanmış ruhumla bak dedim çekirge, sen de annesin, ben de anneyim. O senin çocuğun, bu benim. O elma yer, benimki armut. Seninki uyur, benimki uyumaz. Bu işin kesin kuralı, kaidesi yok. Çocuğunu ve hislerini dinle yeter. En iyisini sen bilirsin! Vallahi de dedim bunu. Hala da derim.

Şimdi bu anahtar lafı söyledikten sonra karşıdan alacağınız iki tepki var. Birincisi, gözleri pırıltı ve şükranla size bakan, kendine güveni gelmiş, aydınlanmış yeni bir sensei, ya da ikincisi, yüzünüze bön bön bakarken aklından “ayol bunun bir şey bildiği yok, uyduruyor” diye geçiren, çekirge kalmaya mecbur bir hemcins.

Aydınlık yarınlarda tekrar görüşmek dileği ile…

Zoi

 foto kaynak : http://eveningfades.blogspot.com.tr

 

 

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top