Anneler Günü’nde sözü onlara bırakmak en iyisi aslında, reklamcılar, çocuklar, markalar herkes bir şeyler söylüyor, peki onlar ne diyor, acaba anne olmak nedir?
Anneler Günü, özel günler içinde en hassas olanı belki de. Hepimizi bir kadın doğurdu. Ama bazılarımız annelerini küçük yaşta kaybetti hiç görmedi, bazılarımız 50 yaşında kaybetti ama yaşın ne önemi var, annesini kaybetti işte! Bazılarımız terk edildi annesi tarafından belki ömür boyu nefret etti ondan ama içten içe onu hep merak ettiğine hiç şüphem yok. Bugün herkesin hüzünlenmek için bir sebebi var. Annem hayatta ve sağlıklı olduğu için ben hüzünleniyorum ya onu kaybedersem diye korkuyorum. Bu endişenin fazlasıyla benzerini onun da yaşadığını biliyorum.
Anneliğe övgüler dizmek niyetinde değilim, anne olmak isteyip de olamayan kadınları da unutmadan bugünü gerçekten abartmadan geçirmek gerekiyor belki de ama pek beceremiyoruz. Annelere “anne olmak nedir?” diye sordum, anneliğin kutsallığını belirtmek için de bu soruyu sormadım, annelerin aklına gelen ilk cümle bakalım neymiş diye meraktan… Fakat “çiş, makyaj” gibi örnekler geldi, bunlar ikinci ve üçüncü cümleler, bilginize… 🙂
Her anne çocuğunu çok seviyor. Çocuk doğurduğu için pişman olan anneler de var mesela, bu yazıya cevap verenler arasında yok ama dünya üzerinde var, bu da utanılacak, yadırganacak bir şey değil, dürüstlüklerinden dolayı takdir bile edilmeliler, diğer annelerle ortak noktaları ise onlar da çocuklarını çok seviyor. Hiçbir cevaba müdahale etmeden sıralıyorum gelen yanıtları. Gelen cevaplarda kendi annemin cevabı tabii benim gözleri doldurdu ama güldüğüm yanıtlar da olduğu için çok mutluyum. Tüm anaları da yanaklarından öpüyorum. Bakalım…
Anne olmak neymiş?
Anne olmak…
*Karşılığı beklenmeyen sevgi, duygu durum bozukluğu.
*Geçmişim, geleceğim, yaşama umudum. Panik atak.
*Tarifi kesinlikle olamaz bence acı, sızı, hüzün, bitmeyen sevgi, bitmeyen fedakarlık, yoğun özlem ve anne olmak evlat kokusunu buram buram hissetmek onunla her şeyi paylaşmak, her anı… anne olmanın tarifi olamaz ama harika bir duygu, iyi ki kızımın annesiyim.
*Yeni bir organ…
*Toz pembe değildir. Bir sıcak kahveyi yahut çayı tek seferde keyifle içememektir.
Anne olmak…
*Çiş, bok, kaka ve gazdır, gülüşünde dünyayı yerinden oynatacak gücü bulmaktır. İstikrardır.
*Ne yapacağınızı çoğu zaman bilememektir. Kıyamamaktır. Vazgeçiştir. Hem de her şeyden.
*Annelere “uffff pufff” dediğinde klasik olarak kız çocuklarına verilen cevabı “bi gün anne ol anlarsın” öğelerine ayıracak kadar iyi anlıyormuşsun. Özetle; anne olmak şahane…
*Anne olmak, boğazında hep bir yumru olmak ve onu hiç yutamamaktır.
Anne olmak…
*Nerede bıraktıysan orada demenin mutluluğu… Elbette bebekken değil de artık sorumluluk alma yaşı geldiğinde kendi oyuncağını bana sorma noktasında 🙂 ayrıca kendi bireysel varlığını korurken ona katabileceğin daha çok bilgi aktarabileceğin deneyim vb. olacağının şuuruyla senden bağımsız ama bir parçası senden, bir parçası babasından olan bir küçük bireyin ‘sana seni seviyorum anneciğim’ deyip de sarıldığındaki tarifi kabil olmayan mutluluk 🙂 sevilmek güzeldir elbette bir başkası da ‘seni seviyorum’ dediğinde için ısınır ama ondan duydukça içim köpürüyor!
*Çapulculuğa yepyeni bir adımdır. Mesela artık yeni saç modelin dağınık topuz, stilin de pijama altı ve t-shirt’tür.
*Makyaj yapmak lüks, topuklu ayakkabı ise risktir.
*Arkadaşsız bir hayattır. Tek şarkın Göksel’den “Bi’ seni konuşurum hep seni konuşurum“dur.
*Ana olmak zordur, olgunlaşmaktır, hayata sıkı sıkı tutunmanın sebebidir çünkü geride bir evlat vardır. Ana olmak sabır çekmektir.
Anne olmak…
*Amele gibi bütün gün parkta durmaktır.
*Kocamla dışarı çıkmanın hayalini kurup, dışarı çıktığımda sadece ondan bahsetmektir. Ve tabii durmadan eve telefon açma da var.
*Annelik sinir krizi geçirip gırtlağını tam sıkacakken evladın olduğunu hatırlayıp geri basmaktır. Ama annelik vazgeçmektir, şükretmektir, özlemek, derinden sevmektir.
*Koşulsuz karşılıksız sevmek ve hiçbir karşılık beklemeden vermek vermek vermek… Bence bütün hayatını onlara adamak.
