Konuk Yazar

Ben Gayet Farkındayım, Ya Sen?

Dün akşam büyük kızımın voleybol antrenmanında velilerden biri ile sohbet ediyoruz. Malumunuz erken kayıt dönemi ve benim tıpta “otizmli”, toplumda “deli”, evde “cinli” diye anılan küçük kızım seneye anaokuluna başlayacak… Okullardan konuşuyoruz, neden özel okula vermek istediğimi soruyorlar, “çünkü o özel bir çocuk” diyorum, nesi olduğunu soruyorlar, “otizmli” diyorum, cevap “Aaaaa hiç belli olmuyor”…!!!

Kızmıyorum, kızamıyorum, zira bundan 3 sene kadar önce, henüz 18 aylık bir bebekken, doktor bize dönüp “sizin otizmden haberiniz var mı?” diye soruncaya kadar ben de otizmi dışardan bakınca şıp diye belli olan hem fiziksel hem zihinsel bir “KUSUR” zannedenlerden değil miydim?

Ama şimdi önüme gelen herkesi çevirip saatlerce anlatmak, sayfalar dolusu yazmak, “OTİZM bir hastalık değil, öğrenmemiz gereken bir YABANCI DİLDİR” demek istiyorum…

“Bu resimdeki çocuğun istekleri ne olabilir” diye soran doktora, “Allah aşkına işini zorlaştırıp kafasını karıştırma, kısaca -bu çocuk ne istiyor?- diye sor” demek istiyorum…

“Eğer bir şeyi yaptırmak istiyorsanız, önce gözlerine bakıp içindeki saflığı görmeye çalışın” demek istiyorum…

Ben Gayet Farkındayım

“Odanıza girer girmez ona standart sorular sormak yerine, boyu hizasına eğilip –birlikte oynayalım mı?– teklifinde bulunun demek istiyorum…

“Onu Barbielerle, evcilik oyunlarıyla ve akranlarıyla test etmeye çalışmayın, sayılarla, yapbozlarla, renklerle, kitaplarla tanıyın” demek istiyorum…

“Siz bu çocuğa kural öğretememişsiniz” diyen teyzeye “biz bu çocuğa anne demeyi öğretmek için bile 6 ay uğraştık be kadın!” demek istiyorum…

“Bir anda kulaklarını kapatıp çıkmaya çalıştı, ne olduğunu anlamadım “ diyen oyun parkı görevlisine, “çünkü vantilatörü çalıştırdınız ve o dönerek ses çıkaran her türlü aletten korkan minik bir bebek” demek istiyorum…

“Neden yaramazsın sen böyle” diyen garsona “çünkü hiç kimsenin almadığı kokuları alıyor ve bu onu rahatsız ediyor, bu rahatsızlığını atmak oradan oraya koşmak istiyor” demek istiyorum…

Onca özrüme rağmen koşarken çocuğunu ittiği için cıkcıklayan anne bozmasına “bilmiyor, lanet olsun, öğreniyor” demek istiyorum…

Başvurduğumuz özel okulun “bilmem ki alabilir miyiz alamaz mıyız, önce bir değerlendirme yapmamız gerekir” diyen müdürüne sadece kafa atmak istiyorum…

Bunun dışında “her çocuk özeldir” diyebilen, onu tanısıyla değil doğasıyla bilen, farklılıklarını kabul edip onun dilini öğrenmeye çalışan, hayatını kolaylaştırmak için çaba sarf eden herkesi kucaklamak, bağrıma basmak istiyorum…

2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü. Mavi ışığı yak” diyorlar. Ben ise “rengi fark etmez, hangi ışığı yakarsan yak, yeter ki onun ışığını söndürme” diyorum…

Fikriye Filtresiz
Twitter: FiltresizF
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top