Aile

Daha “Az” Bir Anne Değilsin

Anneliğe her zaman yapılabilecek bir beceri olarak yaklaştım. Küçük çocukları yetiştirmek zor, eminim fakat bunun için fazlasıyla istekli değil miyiz?

Erin, kanseri yenmiş, 3 çocuk sahibi bir anne. Ebeveyn olmanın zorluğunu biraz geç de olsa anlamış ve kabul etmiş, blog’una yazdıklarının bir bölümünü paylaşıyoruz…

Hiç kimse “Ebeveyn olduğum için çok heyecanlıyım, bu pasta yemek gibi bir şey” demiyor, evet… Ben de bu zorlu yolculukta adım adım ilerlemek istedim, diğerleri gibi sızlanmayacaktım… Kendimi yıpratmak istemiyordum. İnsanların, annelerin sızlanmalarını banal bulduğunu hissediyordum. Bu yüzden sızlananları ben de kınıyordum.

İki çocuk sahibi oldum, ebeveynlik hakkında hep pozitiflik hakimdi bende, blog için yazıklarımda, gerçek hayatımda, en önemlisi kafamda…

Genellikle ve gerçekten de bardağın hep dolu tarafını gördüm.

Elbette, uykusuz geceler ve ağlama krizleri oldu, marketin kasasında ödeme yaparken öfke anları yaşadığım oldu. Evet her an şefkat dolu değildim, (hâlâ değilim)

Beklediğim şey daha hoş bir şeydi…

Özellikle kendi sağlığıma ve mutlu çocuklar yetiştirmeye odaklandım. Çoğu insanın çocuk sahibi olmaya çalıştığını ve ciddi sağlık sorunları yaşadığını biliyorum. Nasıl şikayet edebilirdim ki?

Artı, ben kanseri yenmiş biriyim ve çocuklarıma sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu biliyorum. 23 yaşımda lösemi teşhisi konmuştu ve 30 yaşımı görüp göremeyeceğim bile meçhuldü. Şimdi 39 yaşımdayım ve kanser ilaçlarımı hâlâ alıyor olsam da büyük bir iyileşme süreci geçirdim, süper sağlıklı değilim ama olsun. Sonuçta benden daha kötü günler geçiren insanlar olduğunun farkındayım.

Neyse daha sonra üçüncü çocuğum oldu. Onun gelmesi beni başka bir yöne itti. Kesinlikle o en zor çocuktu! Gece yarısı ağlamaları ve sızlanmaları arttı, onun için de benim için de.

Bu sırada doyurulması gereken, giydirilmesi gereken, futbol antremanına götürülmesi gereken iki çocuğum daha vardı. Sesimi yükseltmeden onlarla baş edemiyordum ve bundan nefret ediyordum. Her zaman iyi idare edemedim. O sıralarda kariyer değişikliği yapan eşim de iyi idare edemedi.

“Yarın daha iyi olacak” diyen iç sesim sustu. “Hadi eğlenceli bir blog yazalım” diyen iç sesim küfürlü bir kelimenin ilk harfi ile dolmaya başladı.

Üçüncü çocuğum 10 aylıkken, hafta sonu için anneme ve kız kardeşlerime gittik. -Anneliğimi önemseyen 3 kadın- 3 çocuğumu bir arada tutabileceğimi onlara da kanıtlıyordum.

Hey! Bana bakın! Hem üç çocuğa bakıp hem de bize karpuzlu margarita yapabilirim.

Fakat o gün, onlardan aldığım en güzel hediyeyi aldım. Üçüncü çocukla birlikte nasıl uğraştığımı gören ailem bana şunu söyledi: “Kahretsin! Erin! Bu kız çok zor!”

Sonunda ben de bunu kabul ettim ve herkesle birlikte kendime şunu söyledim: Ebeveynlik ÇOK ZOR!

Ve biliyorum ki… Bunu söylemek çok güzel. Etrafta kimse olmadığında bazen şiddetli bir küfür savuruyorum. Bu beni özgürleştiriyor, aslında oldukça yararlı.

Mızmız biri mi oldum? Asla… Negatif biri olmakla bazı şeyleri fark edip, kabul etmek arasında fark var.

Şöyle bir gerçek var ki, bazı çocuklar diğerlerinden daha kolay.

Bazı günler, diğerlerinden daha kolay.

Bazı koşullar, ebeveyn ve çocuklar arasındaki bazı zamanları kolaylaştırabilir ya da zorlaştırabilir.

Bana zor gelen başka bir anneye kolay gelebilir çünkü her çocuk ve her anne farklıdır.

Kaç çocuk olursa olsun, her ebeveyn bunun altında ezildiğini hissedebilir.

Bu seni daha “az” bir anne yapmaz.

Beceriksiz olduğun anlamına gelmez.

Tatlı anlarını daha kıymetsiz yapmaz.

Ailen için minnettar olmayacağın anlamına gelmez.

“Çocuklarımı seviyorum ama…” diyerek cümleye başlama gereği duymak zorunda değilsin.

Hatta tam tersine ebeveynliğin altında ezildiğini hissetmek seni diğer annelerle daha eşit bir duruma getirir. Anne olarak birbirimize ve kendimize karşı daha fazla merhametli olmalıyız.

Üçüncü çocuğum dört yaşına yaklaşırken ben de biraz daha rahatladım, işlerim biraz daha kolaylaştı. En azından ben işerken kucağımda oturmak istemiyor. Şu an, en kolay çocuğum oldu diyebilirim. Şimdi yine bardağın dolu tarafını görüyorum, çünkü öyle…

 

Erin Zammett Ruddy

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top