1980 yılında Ankara’da dünyaya geldim. TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra yurtdışında Sinema, TV ve Medya Yazarlığı eğitim aldım. Üniversiteden sonra medya sektöründe çalıştım. Kendimi işime kaptırmış giderken, âşık oldum ve evlendim. Şimdi eşim ve iki köpeğimizle İstanbul’da yaşıyoruz.
Fotoğraf çekmeye nasıl başladı?
Eşimin çalışmalarını izlerken bir yandan ona asistanlık yapmaya başladım. Bir nevi çıraklık diyebiliriz. Eşimin çekimlerine katıldım. Bu çekimlerde ‘ışık nasıl kullanılır, nasıl pozlama yapılır, farklı fon ve renklerle değişik ambiyanslar nasıl yaratılır’ gibi birçok konuda gözlem yapma fırsatı buldum. Zamanla öğrendiklerimi uygulamaya başladım ve fotoğrafçılığın, ful konsantrasyon gerektirdiğini fark ettim. Tabi her şey bununla bitmiyordu. Oldukça profesyonel ve kullanması zor fotoğraf makineleri, objektifler ve stüdyo ekipmanları ile ilgili uzun süren teknik incelemeler yaptım. Bütün sürecin sonunda, kendimi hazır hissettiğimde internet sayfamı açarak, profesyonelliğe ilk adımı attım.
Fotoğraf sanatı nedir
Eminim her fotoğrafçı farklı bir yorum getirecektir ancak fotoğraf sanatı, benim için, hikâye anlatma sanatıdır. Kişileri fotoğraflamayı bu yüzden bu kadar seviyorum. Bana göre herkesin yüzü, gözleri, duruşu kendine özgü ve bir hikâye anlatıyor. Hepimizin gözlerindeki ışık farklı. Benim en keyif aldığım şeylerden biri ise, o ışığın peşinden gitmek.
İstanbul’da en sevdiği semtler
Tenha yerleri sevdiğim kadar, kalabalık yerleri de seviyorum. Hafta sonları Caddebostan Sahil ’de insanların çocuklarıyla, aileleriyle geçirdikleri mutlu anları fotoğraflamak gerçekten çok keyifli. Hafta içi ise, Beşiktaş, Karaköy, Kadıköy sahilde işe yetişmeye çalışan ve acelesi olan insanların yüzlerindeki ifadeler paha biçilemez. Tüm bunları yakalamak ve fotoğraf karelerine yansıtmak benim en büyük zevklerimden biri.
En sevdiği internet siteleri
Her sabah kahvemi alıp behance.net, fstoppers.com, thephotoargus gibi sitelere göz atıyorum. Her gün yeni bir şey öğreniyorum ve gün içinde mutlaka onu uygulamaya koyuyorum.
En çok kullandıkları
Konumuz fotoğraf olduğu için; en çok laptop’ım ve photoshop ile baş başayım. Ve tabi ki fotoğraf makinem ile. Vaktimin büyük çoğunluğu evdeki stüdyomda ışıklar ve objektiflerle geçiyor. Bir kadın olarak en çok kullandıklarım ise uzmanların cildime iyi geleceğini iddia ettikleri her türlü krem ve losyon. Şimdilik Diadermin’in alkolsüz, parfümsüz, hassas ciltler için olan makyaj temizleme jelini kullanıyorum. Dışarı çıkmadan önce ise mutlaka SkinCeuticals’ın güneş koruma kremi sürüyorum.
En sevdiği tatil yerleri
4 yıl öncesine kadar tam bir Bodrum – Bitez aşığıydım. Hala her yaz en az 1 hafta gitmeye ve ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum. Onun dışında her sene eşimle Fethiye’ye gidip evlendiğimiz ve balayımızı geçirdiğimiz Letoonia’yı ziyaret ediyoruz. Yurtdışında ise Toskana bölgesi favorilerim arasında. Bu yıl ise mutlaka Norveç’e gitmek ve kuzey ışıklarını fotoğraflamak istiyorum.
Kitap sinema
Psikoloji üzerine kitaplar okuma alışkanlığım 15 yaşımdan beri devam ediyor. Romanlardan ziyade araştırma kitapları okumak ilgimi çekiyor. En son Irwin D. Yalom’un Divan’ını ve Michael Foley’nin Saçmalıklar Çağı’nı okudum.
Çok çekmeyi sevdiği fotoğraflar
Bebek, çocuk ve portre çekmekten büyük keyif alıyorum. Bebeklere ve çocuklara poz verdirmeniz neredeyse imkânsız. Süreci onlar yönlendiriyor, ben ise takip ediyorum. Portre çekimlerinde ise ayrıntılar beni büyülüyor. Kimseden poz vermesini istemiyorum. Peşinde olduğum hikâye doğal ve yalın olmalı.
Teknoloji ile arası nasıl
Şu an iyi ama yarın bir yenilik daha çıkacağı için sürekli takip halindeyim. Zaten fotoğrafçılık da bunu gerektiriyor. Sürekli kendinizi zorlamanız ve bir adım daha atıp iyileştirmeniz gerekiyor.
İnterneti en çok hangi alanda kullanıyor
Sıklıkla fotoğrafçılık üzerine sitelere giriyorum ve anne-çocuk bloglarını takip ediyorum. Bebek ve çocuk fotoğrafı çekmeyi sevdiğim için, annelerin deneyimleri, fikirleri ve öncelikleri benim için çok önemli. Bulamadığım bilgileri ise çocuk sahibi olan arkadaşlarıma sorup öğrenmeye çalışıyorum.
Doğuma girince neler hissetmiş
İlk defa doğuma girdiğimde çok duygulandım. Birinin bu dünyaya gözlerini açışına şahit olmak ve bunu fotoğraflayabilmek müthiş bir his. O anda kendimi duygularıma kaptırmadan, hızlı bir şekilde çalışmaya devam ediyorum. Önceliğim ise bu hassas süreçte anne ve bebeği mümkün olduğunca rahatsız etmeden çekim yapmak. Bu yüzden neredeyse görünmez oluyorum. Ama eve gidip çektiğim fotoğrafları gördüğümde gözlerim doluyor ve bu mucizevi anda yanlarında olduğum için onlara müteşekkir kalıyorum.
İnternet annelerine ne tavsiye eder
Tüm anneleri ortak bir platformda buluşturmak ve deneyimlerini paylaşmalarını sağlamak çok keyifli olsa gerek. Herkesin bundan büyük fayda sağladığını düşünüyorum. Bebekler göz açıp kapayıncaya kadar büyüyorlar. Bu hızlı süreç içinde geleceğe hatıra olarak kalacak en önemli medya ise fotoğraflar. Bu sebeple internet annelerinin bu konuya da hassasiyet ile yaklaşmış olmaları beni gerçekten çok sevindirdi. Eşsiz fotoğraf karelerinde buluşabilmek dileğiyle tüm annelere ve anne adaylarına kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.
http://denizsezgin.net/
https://www.facebook.com/denizsezginphoto
Pingback: Deniz Sezgin Photography | Bebek, Çocuk, Portre Fotoğrafçısı | İnternetteki Anneler - Deniz Sezgin Photography | Bebek, Çocuk, Portre Fotoğrafçısı