Aile

Elveda

Seni de içine çekiyor mu medeniyet? 


böyle hergün iliklerine kadar hissediyor musun kurumsallığı damarlarında. kimin hayatını yaşadığını şaşırıyor musun bazen? hatta belki de kim olduğunu? 


toprağa dokunmadan, çiçek koklamadan geçti ömrümün baharı. kimi gün hızlı hava değişimine, kimi gün giyecek kıyafetim olmamasına, kimi gün uykumu alamamama, kimi gün de rötar yapan uçağa sinirlendim. ihtiyacım olmayan birkaç şey aldım bugün yine kendimi daha iyi hissetmek için ve sırt ağrılarıma iyi gelecek bir masaj seansının hayalini kurarak yedim öğlen yemeğimi. 


geçmeyen bitmeyen migren ağrımın çaresini MR çektirip daha fazla radyasyon alarak çözmeyi planlıyorum. halbuki haftada bir saat uyusam bir ağaç gölgesinde geçecektir belki de.


ama ağaç gölgesinde uyumanın plasebo etkisi yok ki.. bide uyurken doğru kombini seçme zorunluluğu var strese girmeye sebep, belki uyumadan spontane bir fotoğraf çekersem diye…


eskiden duygulanırdım gözümden yaş gelirdi sinirlenince, şimdi biriktirip biriktirip topluca ağlıyorum 6 ayda bir yaklaşık 3 saat sürüyor. gözyaşımı bile erteliyorum anlayacağın. kendim için ağlamaya bile vaktim yok sanırım. şu 14 satırı yazana kadar 4 sefer saate baktım ki trafiğe kalmayayım eve dönerken… kendim için yazı yazmaya bile vaktim yok sanki…


merhaba medeniyet, kağıt kokusu almadan yazıyorum sana, ellerimde kalem izi çıkmadan orta parmağım eğilmeden döküyorum içimi…


elveda hayat, emeklilikte tanışmak üzere…

 

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top