İnternet Anneleri

İki Çocukla Yurtdışı- 3

‘İki Çocukla Yurtdışı’ için hazırlık süreciydi, düğün telaşıydı derken tatilin ikinci bölümü Münih’e varmamız ile başladı.

Karlsruhe sonrası Ulm, Ulm sonrası Münih derken akşam geç saatte vardığımız şehirle ilgili aklımda ilk canlanan sıcacık arabadan inip buz gibi kuru soğuğun yüzümüze çarpması oldu! Araba için Pazar akşamı Münih’in merkezi denilebilecek bir yerde evin hemen önünde park yeri bulmak ve o soğukta bavullarımızı ve uyuyan çocukları eve kolayca taşıyabilmek bizim için gayet mutluluk verici oldu…

Eve taşınırken uyanan Mert, evi keşfetmeye koyuldu… Bizim ailece kalacağımız oda, bebekli arkadaşlarımızın ailece kalacağı oda, mutfak, salon, banyo derken her nokta en ince detayına kadar Mert tarafından incelendi… Biz de kendimizi evde hissetmenin rahatlığı ile çayımızı demleyip kalabalık bir sohbete girdik… Tabii arada bebekler uyandı, emzirildi, tekrar uyutuldu, Mert zorla (!) yatağa sokuldu vs…

İstanbul’da tatil hazırlıkları yapmaya başladığımızdan beri ve yolculuğun bir hafta öncesindeki “haydi planlayalım artık” buluşmamızdan beri tatilin Münih safhasını gün gün planlama isteğindeydik ancak sürekli koşturmacalı halimiz bu planı sürekli ertelememize neden oldu…  Münih’e geldiğimizde kafamızda görmeyi istediğimiz yerler aşağı yukarı netti ama detaylarına hakim değildik.  Geçen yıl Aralık ayında bu grubun kadınları olarak “müthiş 3’lü” Münih’te toplanmış ve şehri keşfetme, alışveriş ve yeme&içme odaklı bir ”kızlar buluşması” gerçekleştirmiştik. Bu kez alışveriş odağından uzak şehirde öne çıkan noktaları gezme ve tabii ki yeme & içme odaklı bir 4 gün geçirmek istiyorduk “geniş grup” olarak…


Bu 4 günde nereleri gezdik?

 


Münih’te gezidğimiz yerler buralar oldu ama buralarla birlikte çok keyifli akşam yemekleri (genelde İtalyan veya Alman restoranlarını tercih ettik), öğle molaları, kahve araları verdik… Kahvaltıları ise çocukların da olmasından dolayı evde geniş geniş yaptık. Evet, sabahın ilk saatlerinde  evden çıkıp gecenin bir yarısı eve gelmedik,  kahvaltı sonrası öğlene doğru ancak hazırlanıp gezilecek yerleri koşturmacalı bir şekilde değil “olduğu kadar” gezdik… Her tarafı bitireceğiz diye “hırs” yapmadık yani..

Her tatil sonrası Kerem’le oynadığımız “bu tatilden ne öğrendik?” oyunumuza, Münih dönüşü uçağımıza giderken Mert’i de ekledik. Neler öğrenmişiz neler…

Ben: Bu tatilden ne öğrendik?

Mert: Ne öğrendik?

Ben:  Aile olarak tatil yapmak yorucu ama çok eğlenceli…

Kerem: Bu tatilden ne öğrendik?

Ben: Ne öğrendik?

Kerem:  Alman Müzesi’ni tamamen gezmek için bir kez daha Münih’e gelmeliyiz.

Mert: Bu tatilden ne öğrendik?

Kerem: Ne öğrendik?

Mert: Almanya’da her yere metro ile gidilebilir.…

Böyle sonsuz bir şekilde neler öğrendiğimizi konuşmak çok çok eğlenceli ve güzel bir kapanış oldu Münih dönüşü…

Peki, ben “iki çocukla yurtdışı” tatilinden ne öğrendim?

Çocuğu bir yerlere giderken yük olarak görmemize gerek yok, onları yaşlarına uygun olarak bu sürece hazırlayınca uyum sağlamaları pek de zor olmuyor. Hele hele gidilen yerler Avrupa şehirleri ise… Avrupa’da çocuklarla bol yürüyüşlü bir gezi emin olunabilir ki, İstanbul’da bir günlük toplu taşımalı gezintiden daha kolay, daha rahat, daha az yorucu olabiliyor… Çocukları bu tatile dahil edince inanılmaz güzel anılarla donanıyor insan… Bizde ayrı anılar mevcut, Mert’te ayrı… Sonrasında bunları konuşmak bile büyük zenginlik… Ha yorulmadık mı? Yorulduğumuz anlar oldu, özellikle de ben evden çıkma süreçlerinde herkesin gün içinde olası ihtiyaçlarını düşünüp sırt çantamızı hazırlarken yoruldum… Mevsimin kış olması da dışarı çıkarken giyin, içeri girince üstündekileri çıkar sürekliliğinden dolayı belki yorucu… Son iki gece İpek’in sürekli benim üstümde uyumak istemesi sebebiyle uykusuz kalmam ve son gün huysuzlanmam da evet zorluk olarak hatırladıklarımdan… Ancak genel toplama baktığımda biz ailecek ve arkadaşlarımızla çok eğlendik, gezdik, yedik, içtik, yeni şeyler öğrendik ve ne güzel ki bunu çoluk çocuk yaptık… En önemlisi de bundan sonraki gezilerimiz için daha da kendimize güvenir olduk.

Herkesin yaklaşımı farklı olabilir pek tabii, ancak biz bu tatilden en çok çocukları ayağımıza dolanan varlıklar olarak görmeyi değil bize ayak uyduran ve bizimle zaman geçirirken çok keyif alan, bizim de keyif aldığımız hayatımızın parçaları olduğunu daha da iyi öğrendik…

Zeynep Özösken
Twitter: zeynepGO
Facebook: pages/Anne-bak/298062790304516