Çocuk

İki Yaş Krizi

İki Yaş Krizi

İki Yaş Krizi

Konuşmak ya da konuşamamak….

Kuzumun bir yaş kontrolünde doktorumuz davranışlarımızda dikkatli olmamız gerektiğini söylemişti. Söylediğimiz hayırlarda evetlerde verdiğimiz özgürlüklerde ıstikrarlı olmamızı önerdi. Çünkü malumunuz iki yaş çekimine girmiş bulunuyorduk. Önerileri elimizden geldiğince yerine getirmeye çalıştık ama gün geçtikçe krizler arttı ne yemek yapabilir ne de oturabilir oldum. İkimizde sinir küpü haline geldik o istediği bir şey yapılmadığı anda ağlamaya başlıyor bense gece o uyurken bile ağlama sesi duymayı başarabiliyordum. Neyse karşılıklı delileri oynarken cidden çileden çıktığım bir gün oturup biz bu dönemi nasıl atlatacağız diye düşünmeye başladım. En büyük korkum onun sürekli böyle huysuz huzursuz ve şımarık bir çocuk olarak kalması…

Annemle konuştuğumuzda daha doğrusu ben ona  ağladığımda. Çınar ın diş çıkarttığını bunun ona acı verdiğini söyledi daha sonra buna ek olarak tam konuşma döneminde olduğunu ama derdini anlatamadığı için sinirlendiğini de ekledi. Ben işi daha basite indirgeyip onun ‘gel-git-kedi-aç’ gibi kelimelerin yeterli olduğunu düşünürken kriz anlarına daha dikkatli bakmaya başladım. Bazen kalkmam konusunda deli gibi ısrar edip beni oraya buraya götürmeye başlıyor ama son anda derdini anlatamadığı için sinirlenmeye başlıyor ya da eline aldığı bir şey konusunda kendi kendine krize giriyor. Tamam her durum bu kadar makul ve mantıklı olmuyor tabi ki .

Yorgunluk, çaresizlik, her şeye yetişmek ve en önemlisi çocuğunu doğru yetiştirme isteği, yakınlarımızda ki durumlara çok uzak kalmamıza sebep olabiliyormuş, bu sefer başladım mı ben nasıl bunu fark edemedim boşuna çocuğa kızdım diye hayıflanmaya. Ama sen hayıflansan da oturup ağlasan da durumun değişeceği yok. Eh bende gözümü açtım durumu kabullendim ve ona göre hareket etmeye başladım. Yine yaşadığımız inatlaşmalara ya da sınırlarına dikkat etmesini sağlıyor ve olabildiğince krizlerine dikkat ediyorum. Yani tamam o ağladıkça siz daha çok ağlama isteğiyle dolup taşabiliyorsunuz ya da hayır dediğiniz bir şeyi gözünüzün içine baka baka yapması ve sonra siz buna engel olduğunuzda kendini yere atmasına deli olup öfke krizine girmek isteyebiliyorsunuz ama ne mümkün siz annesiniz. Yorulmaz, bıkmaz, öfkelenmez, hasta olamazsınız… tamam tamam arada bir olabilirsin ama sınırlarını bilmen gerekiyor.

Eh sonuç itirabiriyle azcıkta olsa konun ne olduğunu anladım ve emin olun bu içime su serpti hayatta en zor şeylerden biri konuşamamak derdini anlatamamakken çocuğumun verdiği tepki gayet insansı olsa gerek eh bunun içine şımarıklık katmakta çocukluğun şanındandır arkadaş.

Gamze Yenel
Twitter:
koifish2
Instagram: gamzeyenel

Fotoğraf: http://health.india.com alıntıdır

1 Comment

1 Comment

  1. Melis Erbaşol

    09 Mart 2014 at 23:42

    Gamzeciğim, hayır kelimesini direk kullanmak dışında; yani o kelimeyi ağza almadan ona doğru giden her yol mubahtır şeklinde, en doğrusunu yapıyorsun;) şöyle ki karşındaki iki örneğe bakarak söylüyorum biri aynı sen olan ben 🙂 tamda senin bakış açınıza yetiştirdiğim kızım ile bir arkadaşı arasındaki farka bakarak söylüyorum bunu:) dört/ beş yaşına kadar karakterinin çoğu oturmuş olan çocuk ondan sonra hiç iflah olmuyor, bazı sınırları olan çocuklar daha güvenli oluyor 😉 yaklaşık on kitap okumuş ve altı yaşında kızı olan annenin tecrübesidir; doğru yapıyorsun :)) yalnız ah o hayır benim başımı az yakmadı; konuşmayı öğrenen çocuğun ilk can yakıcı sözü de böylece yüzüne tokat gibi çarpan hayırlar oluyor bu yüzdendir ki hayır kelimesine bir arkadaş bulmalıyız :)) canım anneliği hakkıyla yapıyorsun onu görüyoruz ama yazılarında ondan eksik kalmıyor, eline sağlık 😉

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top