Beslenme

SekSüt

Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan SEK’in, ‘’Sütlü Sohbet’’ başlığı altında düzenlediği sohbet toplantısı 1 Eylül Salı günü USLA’ da (Uluslararası Servis & Lezzet Akademisi) gerçekleşti. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Dilek Boyacıoğlu, sütün güvenilir kaynaklardan tüketilmesinin önemine dikkat çekti ve ‘’sütü sağlık için tüketirken, sağlığımızdan olmamak için en güvenilir kaynaktan temin edilmesi büyük önem taşımaktadır. Süt içermiş olduğu protein, yağ, karbonhidrat gibi temel bileşenlerin yanı sıra suda ve yağda çözünür vitaminler ve kalsiyum fosfor gibi mineraller ile değerli bir besindir. Bu kadar zengin bir gıda olan sütte, hayvansal kaynaklı olarak hastalık etmeni çok çeşitli bakteri, parazit ve virüs tehlikesi mevcuttur. Eğer biyolojik tehlikeler kontrol altına alınmaz ise bu kadar besleyici olan bir gıda olan süt, insan sağlığı için tehlikeli bir gıda haline gelebilir’’ dedi.

Sütü soğukta muhafaza etmenin yeterli olmadığını söyleyen Boyacıoğlu, sütte doğal olarak mevcut olan laktik asit bakterilerinin, süt bakteri florasının önemli bir kısmını oluşturduğunu ve bunların dışında başka bakterilerin mevcut olduğunu ekledi. ‘’Zengin besleyici içeriği ve b u bakterilerin gelişmesine uygun nötral asitlik koşulları nedeniyle süt, özellikle sağımdan sonra mutlaka soğuk koşullarda muhafaza edilmelidir. Soğuk koşullarda pek çok bakterinin gelişimi kontrol altına alınabiliyor ancak Yersinia spp. Veya Listeria spp. Gibi bazı bakteriler soğuk koşullarda da gelişebilir’’ diye konuştu.

Ülkemizde son zamanlarda çiğ süt tüketiminin arttığını söyleyen Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu’nun tüketicilere uyarısı ise şöyle oldu ‘’hastalık yapıcı etmenler ile bulaşık gıda güvenliği sağlanmamış çiğ sütün tüketimi insanlarda maalesef uzun süreli ve kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu şekilde hayvanın beslendiği yem ve çiftlik hijyen koşulları ile sağımdan sonra tüketiciye ulaşana kadar özellikle soğuk ve diğer hijyen koşullarından emin olunmadan tüketilmesi güvenli değildir. Zira kontrollü koşullarda olmayan ve açık olarak yapılan kaynatma işleminin çok çeşitli hastalık yapıcı bakterinin yok edilmesinde ne derece etkili olabileceği belirsizdir. Ayrıca kaynatmayı takiben çok hızlı soğutma gereğinin nasıl sağlanabileceği ve çevreden kaynaklanacak bulaşma risklerinin nasıl kontrol edileceği de soru işaretidir.’’ Dedi ve çiğ süt satışının Kanada ve Amerika’daki 18 eyalette yasak olduğunu belirtti.

Dilek Boyacıoğlu güvenli süt tüketimi için gerekli koşulları şöyle aktardı ‘’Kontrollü koşullarda uygulanan yüksek sıcaklık kısa süre (HTST) pastörizasyon teknolojisi, sütün vitamin ve protein gibi önemli besin öğelerine zarar vermemektedir. Halk sağlığını doğrudan etkileyen tüm bilinen riskleri kontrol altında almak ve sütün raf ömrünü uzatabilmek için gıda sanayisinde pastörizasyon ve UHT teknolojileri gibi ısıl işlemler kullanılmaktadır. Genel olarak pastörizasyon koşulları 72C’ de 15 sn olarak verilebilir sonrasında çok hızlı bir şekilde soğutulmaktatır. Pastörizasyon sütün protein, kalsiyum, fosfor ve vitamin gibi temel bileşenlerinde önemli değişikliklere yol açmaz.’’ Diye belirtti.

Katılımcı annelerden gelen sorulardan biri olan meyveli sütün içinde katkı maddesi var mıdır? İçeriği nelerdir.? Sorularına ise Boyacıoğlu ‘’Meyveli sütleri evimizde yaptığımız meyve reçellerinin sütle buluşmuş hali olarak düşünebilirsiniz bildiğimiz sofra şekeri (toz şeker) ve meyvelerin birleşmesiyle elde edilen aromalar meyveli süte dönüştürülmektedir’’ dedi

Bir diğer katılımcı annenin sorduğu soru ise kutuların üzerinde yazan ‘’kıvam arttırıcılar’’ ın içeriğinin ne olduğu ve sağlık için bir problem oluşturup oluşturmadığı idi. Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu’ nun bu soruya cevabı ise Sütün içindeki kıvam arttırıcıların patates ve pirinç gibi materyallerden ayrıştırılan nişastadan başka bir şey olmadığıydı.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top