Genel

Şimdi Değilse Ne Zaman?

Şimdi Değilse Ne Zaman-onc

Şimdi Değilse Ne Zaman


Şimdi demek için ne gerekli?

Yaşamımızda  kötü bir olay olup ders almamız mı
Birini kaybetmemiz mi?
Bugün değilse peki ne zaman?
Neyi bekliyoruz?
İstediğimiz hayatı yaşamak
Ne zaman önem kazanacak?
Biri bize hayatı hatırlattığı zaman mı?
Herkese,herşeye meydan okuyun demiyorum.
Gerçekten yapmak istediklerinizi ertelemek yerine
Neden bugünü seçmediniz?
Ertelediğiniz bir kaç şeyi düşünün
Bugün yapsaydınız,hayatınız nasıl farklı olurdu?
Gerçekten neyin nasıl olduğunu düşünmek yerine
Yaşadığın hayatında sen nerdesin?
Herkese Evet derken,kendine ne dedin?
Şimdi yapmak istediklerini listelemeni,sıraya sokmanı
En kolay yapabileceklerinden başlayarak yapmanı rica ediyorum.
Elin bir türlü liste yapmaya gitmiyorsa,gerçekten seni bu durumdan alıkoyan şeyler nedir?
Bu listeyi yapmaman sana ne söylüyor?
Bu listeyi yaptığındaki sen nasıl biri olacak?
Gerçekten eksik birşeyler varsa yaşamında yada herşey tam deyip hayıflanıyorsan hayata..
Daha neyi bekliyorsun?
Şimdi değilse ne zaman?

Yazan: Şirin Yelmen Oktar

Şimdi Değilse Ne Zaman3

Hangi yüklerin altında eziliyor sunuz? Mutluluk ve huzur için yüklerinizi azaltın…

Kasım 7, 2013  tarihinde yayımlandı  asliergenekon

Bir Zen Hikayesine göre:  ”Evlerine doğru yol almakta olan iki keşiş çok hızlı akmakta olan bir nehrin kıyısına gelirler. Nehir kenarına geldiklerinde genç bir kadının karşıdan karşıya geçemediğini ve çaresiz beklediğini görürler. Keşişlerden bir tanesi genç kadını kollarına alır, nehrin karşı kıyısına güvenli bir şekilde taşır. Daha sonra iki keşiş yollarına devam ederler. Sonunda nehri tek başına geçen keşiş daha fazla dayanamayarak diğer keşişe “Biliyorsun bir kadına dokunmak kurallarımıza aykırı. Sen kutsal yeminini bozmuş oldun.” Diğer keşiş yanıt verir “Kardeşim, ben genç kadını nehrin karşı kıyısında bıraktım. Sen hala onu taşıyor musun?”

Hayatımıza bir dönüp baktığımızda hepimizin taşıdığı bir yara, bir acı, bir hikayemiz var. Bu acı, bu yara, bu hikaye omuzlarında ne kadar büyük bir ağırlık oluşturuyor farkında mısın? Duruşunu bile değiştirmiş görebiliyor musun? Dimdik, göğüslerin önde yürüyemiyorsun… Üst üste binerek, seneler boyu kemikleşerek ağırlaşan bu yükün altında eziliyorsun. Belki bunun farkında bile değilsin. Belki sürekli kafanı kurcalayan, ağırlığı göğsünde bir sıkışıklık, daralma hissettiren acının, kabul etmek istemediğin hikayenin, kabul etmek istemediğin “senin parçanın” farkında bile değilsin. Hayatına devam edebilmek için hepimizin yaptığı gibi süpürmüşsün onu zihninin derinliklerine. O kadar derinlerdeki artık olduğunun bile farkında değilsin, süpürdüğünü dahi hatırlamıyorsun. Omuzlarındaki bu yük, kalbindeki sıkışıklık olmasa hayatın nasıl olurdu bir düşünsene? Kendini nasıl hissederdin? Kalbin nasıl çarpardı? Coşkuyla, heyecanla, yeni umutlarla, her şeyin altından kalkabilecek kadar büyük bir güçle.. Ya şimdi, ya şimdi kalbin nasıl çarpıyor? Endişeyle, tereddütlerle, korkuyla, çaresizlikle…

Gelin bugün şu zihnimizin derinliklerine süpürdüğümüz konuları ortaya çıkarmaya ve onları sahiplenmeye niyet edelim. Niyet edelim ki daha fazla bu ağırlığın altında ezilmeden özgürce bu hayatı yaşayalım. Yeniden bu güzel dünyaya gelelim, bembeyaz bir sayfayla… tabii şu anki tecrübemiz ve aklımızla. Şimdi size sormak istiyorum, hayatınızda ne var sürekli saklamak zorunda hissettiğiniz, ortaya çıkarsa eleştirileceğinizden korktuğunuz? Ya da soruyorum kime kızgınsınız, kimi bir türlü affedemiyor sunuz, hangi konu, hangi kişi, hangi olay sürekli aklınızda kafanızı kurcalıyor ve enerjinizi tüketiyor? Hiçbir şey aklınıza gelmiyor mu? O zaman soruyorum kimleri eleştiriyorsunuz, kimlere tahammülünüz yok? Hangi özellikleri sizi çılgına çeviriyor? Genellikle başkalarında eleştirdiğimiz özellikler, bizde de olan, yanlış olduğuna karar verdiğimiz için başkalarına yansıttığımız, yanlış olduğuna karar verdiğimiz için eleştirdiğimiz özelliklerdir. Şu sahip olduğunuz ve herkesten gizlediğiniz özellikleri gizlemek için ne kadar çok enerji harcıyorsunuz farkında mısınız? Eleştirilmekten korktuğunuz için ya da bu kadar kötü bir özelliği kendinize yakıştıramadığınız için gizlediğiniz özelliklerinizin omuzlarınıza ne kadar yük bindirdiğini anlayabiliyor musunuz? Şimdi düşünün o zaman sevmediğiniz birisini ve hangi özelliğini sevmediğinizi. Çok mu bencil, çok mu kendi odaklı? Peki siz hayatınızın hangi döneminde bencildiniz, ben odaklıydınız? Hatırlayabiliyor musunuz? Başka nerelerde?

Kendimizde sevmediğimiz özellikleri bulup onları sahiplendiğimizde bu özelliklerin üzerimizde oluşturduğu baskı, yük azalır. Hafifleriz. Enerjimiz artar, hayata umutla, coşkuyla, heyecanla bakarız. Bu nedenle gelin iyi ve kötü özelliklerimizi kendi içimizde harmanlayalım. Kötü özelliklerimizle de barışalım. Günün sonunda bu özellikler hepimizin içinde var. Ancak bu özellikleri yüzeye çıkarıp, kabul ettiğimizde kendisiyle barışık “tam” bir insan olabilir, huzur ve mutluluğu yakalayabiliriz. Günün sonunda bu dünyadaki ruhsal yolculuğumuzda önemli bir yol katedebilmek ancak kendimizi olduğu gibi tanıyıp kabul etmekten geçiyor… Sevgiyle kalın…

Şimdi Değilse Ne Zaman2
Yazan: Aslı Ergenekon

Şirin Yemen Oktar
Twitter: sirinyo
Facebook:
simdi.now
[email protected]
http://sirinyelmenoktar.com.tr

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top