Anne Olmak

Annelik Tespitleri Üzerine

Hamileliğimin altıncı ayında işimden ayrıldım. Sevdiğim, torbalar dolusu alışveriş yapıp janjanlı restoranlarda şampanya içtiğim, elit müşterilerle partilerde, gazetelerde boy gösterdiğim iyi bir işti. Aman canım masam orada duruyor, çocuğu büyütür pırıltılı hayatıma geri dönerim diye düşünüyordum. Yengeç burcu olduğumu unutmuşum tabi. Anaç burç derlerdi de yaw he he derdim. Ne yani annem koç burcu, o anaç değil ben mi olacağım derdim. Evet ben olacakmışım işte. Sıcacık sarmalayıp koynuma verdiklerinde, ilk banyosunda, emzirmelerde, koklama, öpme seanslarında, gerçek mi bu olanlar yoksa rüyada mıyım diye kendimi her çimdikleyişimde anladım ki ona benden başkası iyi bakamaz. Bakamaz arkadaşım. Olmaz. Benim gibi yar olmaz. Ağlarsam ben ağlarım. Cennet benim ayaklarımın altında. Ben, ben, ben. Tahtını da yaparım bahtını da. Ne işi ya? Bırak allah aşkına, hangi iş önemli benim yavrumdan? Kapandı o sayfa, bitti! Ben artık ilahi bir görevle çocuk yetiştireceğim. Anaçlık kavramının bedene bürünmüş haliyim. Aslanım, kaplanım, çocuğumu kimselere bırakmam, ben bakarım.

tespitler üzerine

Bu kararlılığıma, bu anaç halime tıp dilinde lohusalık deniyor-muş. Burcumla falan da bir alakası yokmuş. Gün gelecek sabah trafiğini, masamın bir karış tozunu, cevap bekleyen müşterileri ve hafta başı sendromlarını özleyeceksin deseler inanmazdım. Evden koşarak kaçmak istiyorum çoğu zaman. Çalışan annelerin pazartesi işe gidip, masalarını sevip öpmelerini de daha iyi anlamaya başladım. Ne kadar çalışmayı özlesem de ‘kızıma en iyi ben bakarım, demek ki ona ben bakacağım’ fikrinden henüz caymadım. Çok gerekirse kreşe, gerekmez ise ana sınıfına kadar kendisiyle yapışık hayatımıza tam gaz devam etmek istiyorum. Hem bu sürede hayatıma keyif ve değer katacak yeni iş kollarını da rahat rahat araştırma şansım olacak. Evden, oturduğum yerden ürettiğim projeler esnasında kucağımda, sırtımda, omuzlarımda kedi gibi gezinen kızımın varlığından memnunum. Bu süreçte o benim hem patronum, müşterim, hastam, doktorum hem motivasyonum, şansım, enerji ve ilham kaynağım. Karşılıklı faydalanıyoruz birbirimizden. Tıpkı olması gerektiği, olmasını istediğim gibi.

Çalışan annelerin çocukları ve çalışmayan annelerin çocukları hakkında birkaç yazı okudum göz ucuyla. Çalışan annenin çocuğu erken yaşta kendine yetmeyi öğrenir/çalışmayan annenin çocuğu hazırcı olur gibi mantık dışı tespitlere gerçekten çok uzağım. Aynı şekilde çalışan anne çocuğuna yetemez/çalışmayan anne fazla otoriter olur gibi tespitlere uzak olduğum gibi. Çalışan anne çalışan annedir, çalışmayan anne çalışmayan annedir. Çocuk da çocuktur. Farklılıklar zenginliktir. Hayat güzeldir. Müzik ruhun gıdasıdır. Dostla içilen kahvenin tadı başkadır. Bir gülümseme her şeyi değiştirir. Bunlar çok daha kesin tespitler inanın.

Birkaç gün sonra koskoca dünya ile birlikte yepyeni bir yıla giriyoruz. Kendi tecrübelerime dayanarak çift rakamlı yılların daha güzel olaylarla dolu olduğunu söyleyebilirim. Mesela tek rakamlı bir yılda evlenip, çift rakamlı bir yılda kızımı doğurmuş olmam gibi. Yeni yılda bolca gülümseyip kendinizle dalga geçmeyi unutmayın. Amerikan filmlerindeki o meşhur klişe cümle ile bitiriyoruz;

“Her şey çok güzel olacak, sana söz veriyorum!”

 

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top