Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu uzmanı ve öğrenci koçu Esin Aybar, tatil döneminin ‘tatil’ gibi yaşanmasının önemine değinerek, her insan gibi çocukların da hayattan zevk almalarını sağlayacak aktivitelere yönelmelerinin psikolojik bakımdan çok daha değerli olduğunu belirtiyor.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) uzmanı ve öğrenci koçu Esin Aybar, yarıyıl tatilinin sadece adının ‘tatil’ olduğunu, aslında okula gidilmeyen bu zaman diliminin öğrencilerin çoğu için ders tekrarları, kurslar, etütler, özel dersler ve nice takviyelerle geçtiğine dikkat çekiyor. Okula gidilmeyen iki haftalık zamanın öğrencilerin sınavlara hazırlanması için fırsat olarak görüldüğünü, bu dönemde kurslara ve etüt merkezlerine koşturmacanın daha yoğun yaşandığını ifade eden Aybar, yarıyıl tatilinde “Daha çok net yapmalıyım”, “Okul başarım daha yüksek olmalı”, “Ya kazanamazsam, ya hata yaparsam” vb. kaygılarının daha çok yaşandığının altını çiziyor.
Bu noktada sorulması gereken sorunun “Hayat başarısı sadece akademik kaygılardan mı ibaret?” sorusu olduğunu kaydeden Aybar, her öğrencinin ve herkesin yaşı kaç olursa olsun gerçek anlamda tatile ihtiyacı olduğuna vurgu yapıyor. Ancak tatili ‘tatil’ gibi yaşamak gerektiğini söyleyen Aybar, öğrenciler açısından ise bazı dersler için takviye olabileceğini, fakat bunun süresini dengeli tutmanın büyük önem taşıdığını belirtiyor. Aybar, karnede zayıf olan bir dersin sabah akşam çalışılması yerine, sosyal aktivitelere, hayattan zevk alınmasını sağlayan hobilere yeterli zaman ayrılmasının psikolojik bakımdan çok daha değerli olduğunu kaydediyor.
Bir saat ders çalışmak yeterli
Çocukların okula gitmediği yarıyıl tatilinde tekrar edilmesi gereken dersler için günde bir saat ayırmanın yeterli olacağını ifade eden Aybar, geriye kalan zamanlarda ilgi duyulan spor dallarına, sanat çalışmalarına ağırlık verilmesinin beden ve ruh sağlığı açısından çok daha büyük önem taşıdığını vurguluyor. Özellikle sınav yılında olan öğrencilerin hobilerine de zaman ayırmaları gerektiğini belirten Aybar, bu sayede stresi yüksek olan bu dönemde streslerini yönetmeleri, beden ve ruh sağlıklarını koruyarak sağlıklı gelişim göstermelerinin mümkün olacağını dile getiriyor. Tatili tatil gibi yaşayan öğrencilerin stres seviyelerinde düşüş görüldüğünü kaydeden Aybar, aynı zamanda okulun ikinci dönemine motivasyon kazanmış olarak başladıklarını da sözlerine ekliyor.
ESİN AYBAR KİMDİR?
1972 yılında İstanbul’da doğdu. 1994 yılında Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra aynı yıl Marmara Üniversitesi’nde Pedagojik formasyonunu tamamlayarak İstek Vakfı Okulları’nda İngilizce Öğretmeni olarak göreve başladı. 12 sene boyunca İstek Okullarında İngilizce Öğretmeni ve idareci olarak çalıştı. 2003-2004 yılları arasında aktif iş hayatı devam ederken Yeditepe Üniversitesi’nde MBA çatısı altında Eğitim Yönetimi ve Denetimi dalında yüksek lisansını tamamladı. Çocuklarının doğumuyla birlikte aktif öğretmenlik hayatını bırakarak 8 yıl boyunca çeşitli seviyelerde ve özel sınavlara hazırlık olarak İngilizce ders verdi.
20 yıllık meslek tecrübesini ICF onaylı öğrenci ve DEHB koçluğuyla birleştiren Esin AYBAR, öğrencilerin ve DEHB’li kişilerin akademik hayatlarındaki engellerini kaldırmak, yönetim becerilerini geliştirerek iş, okul, aile ve sosyal hayatlarında dengeli ve organize olmaları, buna ek olarak kariyer seçimlerini kendilerine uygun yapabilmeleri için hizmet vermektedir.
