Beslenme

Yemek Savaşları

Yemek Savaşları

Yemek Savaşları

Her annenin en büyük isteklerinden biridir, bir yemek yiyen çocuk, bir de uyuyan çocuk.

Çınar meme zamanı beni hiç sıkıntıya sokmadı, dördüncü ayda hem ek gıdaya başladık hem de benim sütüm kesildi. Bir sürü mama denemesi biberon kabul etmeme durumları derken bol bol karşılıklı ağladık durduk. Ama azmin ve açlığın sonucu sonunda mamaya alıştı kuzum. Derken altıncı ayda Doktor Oya Hanım artık ek gıdaya geçebileceğimizi sebzelere geçiş yapmamızı söyledi. Ama canım Doktorum öyle neşeli ve iştahlı anlattı ki durumu, ilk kaşıkta kana kana içmeye başlayacak izlenimiyle başladım,  özene bezene sebze yapmaya ve tabi ki yine bir reddetme durumu ile başladık. Eh yılmadım en iyi taktiğim hergün aynı saatte mama sandalyesine oturtup yese de yemese de o çorbayı denemek oldu. Mama saatlerine kadar olabildiğince bir şey vermemeye gayret gösterdim ve sonunda sebzeye de alıştık. Yemek yemeyi kestiği bir gün üçüncü çorbadan sonra isyan edip bize yaptığım zeytinyağlı kabağı koydum önüne nasıl bir iştahla yediğini anlatamam ve o gün anladım ki adamın damak zevki var. Bende bizim yemeklerimizi daha az tuzlu ve yağlı olan uygun şekle getirerek onun istediğini verdim.

Diş dönemleri dışında yemek konusu böyle geldi gitti. Olabildiğince yemek saatlerini atlatmayarak ve ara öğünlerinin doyuruculuğuna dikkat ederek beslenmesini gözlem altında tuttum. Artık evde tam buğday unlu kekler pişiyor hem onun hem de bizim sağlığımız için daha dikkatli adımlar atıyorum. Altı aylıktı önüne elma ya da muzunu koyuyor kendisinin yemesi için teşvik ediyordum. Bunlar daha sonra kek ve kurabiyeleri için de geçerli oldu. Ara öğün saatinde sütünü ve kekini önüne koyup kendisinin istediği kadar yemesine izin verdim. Diş ve parçalı yeme konusunda büyük yardımını gördüm. Çünkü hem kendi dişlerini kaşıyor, hemde kendini rahatlatıyordu ve parçalı yiyebilir mi diye  düşünmedim, zaten en başından çatal dışında hiçbir ezecek kullanmadım.

Derken gelelim bundan bir ay öncesine. Bir hafta boyunca yemek yemedi. Sürekli bir itiraz ve ağlama haline girmeye başladı. Resmen yemek benim için bir sinir harbiydi, biri gelse de yedirse diye dua eder hale gelmiştim. En sık yaptığı şey de ağzına aldığını direk ağzından çıkarmak oluyordu halimi siz düşünün…

Zor bir günün sonunda sinirlenip tabağını önüne koydum ve ‘ister yıkan ister ye ister yere indir ama benim fikrim de gücüm de kalmadı’ dedim. Önce bir baktı biraz mıncıkladı sonra teker teker ağzına attı ve bunu takip eden günlerde kaşığı benden alıp kendi ağzına götürmeye başladı. Yerlerin batması kafasına kadar çorba ve pilav olması umurumda değildi sonunda yemek yiyordu. Yerleri kaç kere sildiğimi kaç kere üst değiştirdiğimin bir önemi kalmamıştı. Son keşfimi de bir restoranda gerçekleştirdim. Mama sandalyesini masaya yapıştırıp ona istediğim menüyü de önüne koydum biraz dağıt biraz mıncıkla arada annenin kaçamak kaşıkları ile tabağın birçoğu bitmişti. Eh etrafa saçılan köfteler ve salatalardan utanmadım değil ama masayı (olabildiğince) toplu hesabı da azcık bahşişli bırakıp hızla uzaklaştım oradan. (Daha sonra bu gayet normal karşılayacağım bir hal olacaktı ama daha çok erken)

Evde yeni bir dönem; mama sandalyesinin masası sökülüp sandalye masaya sabitlendi ve artık herkesin önünde kendi tabağı ve yemeği var. Hatta bu akşam spagetti yedik beraber onun elleriyle uğraşını görünce tek tek alıp (elimle) ağzıma attım ve bol kahkahalı bir yemek yedik. Eh napalım kirlenmek güzeldir dediler bizde bol bol etrafı kirletir olduk .

Gamze Yenel
Twitter:
koifish2
Instagram: gamzeyenel

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top