Çocuk

Basketbol Koçu Ve Spor Eğitmeni Tuncay Tahtacı İle Yaptığımız Keyifli Röportaj!

Basketbol koçu ve spor eğitmeni Tuncay Tahtacı ile yaptığımız keyifli röportajda çocuklar için spor konusuna dair pek çok bilgi bulacaksınız. #internetanneleri👇🏻

1. Spor eğitmenisiniz. Spor eğitmeni ne demek? Hangi bölümden mezun olmalıdır?

Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. Spor danışmanlığı veya eğitmenliği noktasında, üniversitelerin öğretmenlik ve antrenörlük bölümlerinden mezun olunması gerekliliğine hâlâ inananlardanım. Günümüzde kısa kurslar veya seminerlerle sporcu yetiştirebileceğini düşünenlerle de karşılaşmak mümkün.
Spor eğitmeni belirli alan veya alanlarda uzmanlaşmış (Jimnastik,yüzme,basketbol vs gibi) konusuna hakim, değişik yaş gruplarındaki uygulamalarda ne yapacağını bilen biri olmalıdır.

2. Sizi kısaca tanımak isteriz. Özellikle çocuklarda spor, okul öncesi dönemde spor alanlarında uzmanlaşmanız nasıl oldu?

Sporculuk kariyerim Basketbol ve futbol konusunda, uzun seneler sırasıyla basketbol ve profesyonel futbol oynadım. Daha sonra Atletizm alanında derece ile girdiğim Marmara Üniversitesi Spor akademisini bitirdim. Mezun olduktan sonra önce o donemin trendlerine uygun şekilde fitness ve yetişkinler odaklı çalıştıktan sonra, biraz ilgi biraz da fırsatlar neticesinde çocuklarla çalışmaya başladım. Tam o donemde Sevgili Gül Sunal’ın hâlâ İstanbul’un en sıcak yuvalarından biri olduğuna inandığım anaokulunda miniklere spor dersi vermeye başladım. Gül Hanım öyle titizdir ki, orası benim için bir sağlama oldu. Kariyerime çocuk ve sporla devam etmem gerektiğine iyice ikna oldum. O donem Ezo Sunal ile de Ezo’nun çok kıymetli atölyesinde çocuklarla jimnastik çalışmaya basladık. Çocuklarla gerek okul öncesi gerek okul donemi olsun, başka bir dile ihtiyaç oluyor. ‘Herkes yere uzansın dinleniyoruz’ yetişkinler dünyasında anlamlı bir cümle. Oysa çocukları ‘Hadi uzanalım ve herkes hayalini anlatsın’ dediğimiz noktada anneanne köftelerinden başlayıp dünya barışında biten sohbetler eşliğinde dinlendirebilirsiniz. Çok değerli bulduğum ve stajım esnasında dahi çok şey öğrendiğime inandığım Özel Açı Okullarından sonra 5 yıldır ve halen Saint Joseph Eğitim Vakfı Küçük Prens Okullarında Beden Eğitimi ve Basketbol Antrenörü olarak çalışıyorum. Eş zamanlı şekilde, birebir antreman yaptığım çocuklar var. Kendileri ile bir program çerçevesinde ve hedefimize yönelik çalışmaya devam ediyoruz.

3. Sizce spora başlama yaşı nedir?

Spora başlama yaşı branşlara ve çocuğa göre değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin Jimnastik için 3-4 yaş uygun olabilirken, Basketbol için 6-7 daha uygun olabiliyor. Spora çok meyilli bir çocuk henüz yasını doldurmadan takla atabilirken, 5 yaşında bir çocuk bazen ilk taklasını benimle atıyor. Disiplinli bir spor başlangıcı dışında da hareketliliğin hep teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hareket kabiliyetlerini minimize eden teknolojilerin döneminde, aileye daha da fazla görev düşüyor.

4. Spor seçiminde nelere dikkat edilmesi gerekir?

Çocukların spor dalı seçerken fiziksel durumuna çok dikkat edilmelidir, öncelikli tespit bu yönde olmalıdır. Özel durumlar gözden kaçmamalı, sahsa münhasır farklılıklara dikkat edilmelidir. Buna en doğru örnek düz taban olmak, skolyoz olabilir. Bir sonraki adımda, çocukların isteklerini doğru okumak yatıyor, istediği, merak ettiği branşlarda başarı oranı çok daha yüksektir. Türkiye’de genel eğilim olarak, sporun temeli olarak jimnastik ve yüzme olsa da, örneğin her sporun temelinde yer alan atletizim de çok iyi bir seçenektir.

5. Ailenin spor hakkındaki tavrı ne olmalıdır?

Öncelikle ailenin spor yapması konuyu hep çocuklar için daha cazip kılar. Obezite oranı ve hareketsizlik oranı her gecen sene hızla artan ülkemizde, son donemde şehirli aileler toplu halde spor yapmak konusunda istek duymaya başladı. Tabii ki bu çok ümit verici. Biz ne yaparsak çocuklarımız onu yapmayı merak ediyor. Hep televizyon karşısında olan birer ebeveynin çocuklarına televizyon neden istersin anlamıyorum demeleri size de tanıdık geldi mi? İste örneği televizyondan spora çevirince, ‘ben de büyüyünce sizinle spor yapabilir miyim?’ gibi istediğimiz bir noktaya geliyor çocuklar. Tabii ki her ailenin imkanı, iş şartları veya geçmişe yönelik alışkanlıkları buna izin vermiyor.

Spor ile alakalı tavrı hep yapıcı ve olumlu olmalıdır. Bu durumda amacımız: sporun rekabetçi yüzüyle çocukları daha ileri etaplarda tanıştırmak, çocuğa önce spor sevdirmek, sporu gündelik hayatin içine yemek yemek, uyumak kadar doğal bir şekilde entegre etmek.

Son olarak da devamlılıktan bahsetmek isterim. Hastalık, sakatlık durumları olmadığı sürece çocuğun derslere devam etmesi çok önemlidir. Günümüz şartlarında aileleri bu çok zorlasa da sporun temelinde disiplin vardır ve öğrenilmesi gereken ilk şey devamlılıktır.

6. Spor beslenme ve dinlenme nasıl ilişkilenir?


Spor, beslenme ve dinlenmeyi birbirinden, hatta bir çocuğun doğal hayat akışından ayrı tutmayı mümkün görmüyorum. Bu 3 ayaktan birinde sorun varsa sonuç profesyonel bir galibiyet ise de, sağlıklı yasam alışkanlıkları oturtmaksa da, basarili olunamaz.

Günümüzde sağlıklı beslenme her mecrada, her gazetenin ekinde, herkesin gündelik sohbetinde karşımıza çıksa da maalesef uygulama noktasında özellikle çocuklarda, çok ciddi sıkıntılar görüyoruz. İslenmiş hazır gıdaların kantinlerden çıkması ulaşılabilirliği azaltsa da, bahsettiğimiz doğru beslenme alışkanlığa sahip bir çocuk değilse, okuldan çıkınca yiyeceği fast food hayaliyle tüm günü aç geçirebiliyor. Okul çıkışında yediği o işlenmiş gıdalar ise besin değeri olarak yapacağı yarardan çok, aşırı kimyasal ihtiva ettiği için o kadar zarar veriyor ki, küçücük çocuklarda bin bir farklı sağlık sıkıntısı duymadığımız gün geçmiyor. Büyük anneleri büyük babaları gibi beslenmelerini istiyorum çocukların. Güne kahvaltıyla başlamalarını, ana besin gruplarının tamamını içeren ana öğünlerde günü tamamlamalarını istiyorum. Bol su tüketmelerini, gazlı içeceklerden uzak durmalarını çok önemsiyorum. Cips, çikolata ve fast food un ne büyüklere ne çocuklara ne sporculara hiçbir faydası olmadığını hatta zararı olduğunu her fırsatta yüksek sesle söylüyorum.

Dinlenmek ise bir sporcunun olmazsa olmazı, bebeklikten itibaren 20:00 24:00 arası saatlerin ne kadar çoğunu uykuya verebilirsek, gelişimsel açıdan o kadar doğru olur. Zaten sabah erken saat antreman yapan bir sporcunun aksam geç yatması imkansızdır. Dinlenmek, iyi bir uyku, yatak odasının doğru şartlarda olması, doğru saatlerde uykuya dalmak bizi güzel bir spor gününe hazırlar.

7. Aileler en sık hangi soruları sorarlar? Anne babalar neleri merak ediyor?

Artık aileler çok bilinçli, en azından benim karşılaştıklarım. Çocuğunun yabancı dilini de, sınavlarını da, spor yapmasını da denk derecede önceliklendiren ebeveynlerle çevrili benim etrafım. Bu manada artık, bir çocuğun hayatında sporun önemini anlatmaya eskisinden daha az gerek duyuyoruz. Çocukların yas grubuna göre anne babaların soru, merak ve endişeleri farklılık gösteriyor.

Benim çocuğumdan iyi bir jimnastikçi/basketbolcu/sporcu olur mu? sorusu çok yaygın. Bu soruların cevapları çok dikkatli verilmeli bence çünkü ‘eğer iyi bir sporcu olmayacaksa, spor yapması için bu kadar gayret etmeyeyim’ noktasına gelmemeli ebeveynler. İyi bir sporcu olmanın tarifini burada doğru yapmalıyız, iyi bir sporcu olmaktan kasıt evi madalyalarla dolu bir sporcu da olabilir, ömrü boyu disiplinle sağlıklı yaşamanın gerektirdiği dozda ve düzende spor yapan biri de. Ben bu iki örnekten birini daha diğerinden daha önemsiz görmüyorum. Çocuklarımıza hedef koyarken, birincilikler, profesyonel lig kadar spor alışkanlığı kazanmış sağlıklı yasayan bir yetişkin olmayı da önceliklendirmeliyiz.

Beslenme konusunda çok soru veya destek ricası geliyor. Tecrübelerime göre çocuklar öğretmenlerini, özellikle spor eğitmenlerini beslenme ve dinlenme konularında daha fazla dinliyorlar 🙂

Spor ayakkabı, spor kostümü konuları yine karşılaştığımız sorular.

Tabii bir de duygusal durumlar var, örneğin: kazanmak, kaybetmek anlarındaki his ve davranışlar, bir sporcunun diğerinden daha basarili olduğu günlerdeki rekabet hisleri, hayal kırıklıkları, yorgunluklar, dönemsel odak kaymaları. Oralarda da bir eğitmenin koçluk rolü olduğuna inanıyorum.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top