“Hamile olduğunu öğrendiğin an büyülü olmalı. Test sonucuna bakıp sevinç çığlığı atılmalı, mutluluk gözyaşları damlamalı ve yakışıklı eşe bakıp sevgi şelalesi akmalı. En azından ben böyle hayal ettim ama hamile olduğumu eşimle FaceTime’da konuşurken öğrendim.” diyor Jessi Cruickshank.
Evan ile 10 yıldır birlikte, 3 yıldır evliyiz. Matematik ya da jinekolojide mükemmel sayılmam fakat 34 yaşında olmamın yumurtalıklarımı etkilediğini biliyorum.
Buzdolabımız alkol dolu olurdu oysa ki şimdi üzerinde doğumla ilgili post-it’ler var. Arkadaşlarımızla barlarda buluşuyorduk eskiden ama artık çocuk parklarında görüşmek istiyorlar. Onları takip etmeliyiz diye düşünmeye başlamıştık.
Jessi Cruickshank ve Evan
Büyük FaceTime Hamilelik Haberi’nin olduğu gün ben Toronto’da, eşim bir iş için New York’taydı. Hemen öncesinde bir kış tatili yapmıştık ve tatilden sonra ben göğüslerimin büyüdüğünü fark etmiştim. Ama hamile kalmak zaman alan bir süreçtir. Hemen hamile kalacağımı sanmıyordum.
Testi aldım ve FaceTime’ı açtık, ilk testimdi, pek bir şey beklemiyorduk. “Çubukta bir kalın çizgi var ve bir tane daha var ama o biraz silik.” dedim. “Nasıl görünmesi gerekiyordu? Talimatları okudun mu?” diye sordu eşim. Okumamıştım. Çöpten kâğıdı aldım ve yüksek sesle yazanları okudum. “Hamileyseniz sonuç ekranında iki çizgi gözükecektir.”
Şok olmuştum. HAMİLEYİM! Telefonun ekranına baktım, Evan donmuştu, internet yüzünden donmuştu. Bağlanıyordu… Gözlerim dolmuştu ama eşime hâlâ söylememiştim. Bağlanıyordu…
Fotoğraf: Via Flare
İki ay kadar sonra ancak bir doktora gidebildik. Her şeyi doğru yapmaya başlamanın zamanı gelmişti. Ultrason zamanı da… El ele tutuşup, ilk kez bebeğimizi görecektik. Sonra biraz duygulanır, sarılır ağlardık ve yeniden aşık olurduk. Plan buydu. Her an büyülü olacaktı.
Evet, doktor tam bebeği bize gösterecekken el ele tutuştuk. Kalp atışlarını duyduk, hayret ettik, sevgiyle ona baktık. Daha sonra doktor “ooğ” dedi ve gülümsedi. Ne oldu diye sorduk merakla. Doktor, ekranı dikkatle inceledi. Acaba bebeğimiz aşırı derecede güzel falan mıydı ki..? Kırmızı saçlı ya da üstün zekâlı mıydı? Neden odaklanmıştı ekrana? Daha sonra ekranı bize yaklaştırdı ve o cümleyi kurdu: İkizlerin var.
Jessi Cruickshank
Ellerimizi attık. Hayır dedim. Nefes alamadım. Bu mümkün olamaz. Emin misiniz? Doktor iki küçük fasulyeyi gösterip “eminim” dedi. Ailelerimizde ikizleri olan yoktu. Nereden çıkmıştı bu? Doktor “kendinizi kutsanmış sayın” dedi.
Ama ben hiç de kutsal hashtag’i gibi hissetmiyordum. Şükür eden el emojisi bile hissetmiyordum. Ben sadece bir koca, bir iş ve bir bebek istedim. Bir. Bebek. Herkes gibi. Plan buydu. İkizler için plan yapmadım. İkiz ne demek onu bile bilmiyordum. Tamam Mary Kate ve Ashley ikizlerin dizisini izlemiştim ama o kadar. Yani sonuç olarak, iki küçük kalbi olan iki küçük bebek vardı içimde.
Jessi Cruickshank
Hıçkırık, şaşkınlık ve dehşetle geçen birkaç saat sonra ikizlerle uzlaşmaya karar verdim. Ve birkaç hafta sonra ikiz annelere ulaşacak, “İkiz Anneleri Kulübü”ne katılacaktım. Katıldığım gruplar benim için oldukça verimli oldu. Ve sonunda daha iyi, minnettar hatta “kutsanmış” hissetmeye başladım.
Şimdi başka türlüsü olamazmış gibi geliyor. Şok ve korku geçip, yerini sevinç ve mutluluğa bıraktı, açıkçası şu an bir Beyonce’um. Ve karnımdaki minikler büyümeye devam ederken, artık hiçbir şey için plan yapmamak gerektiğini anlıyorum. Hiçbir şey planlandığı gibi gitmiyor. Ama büyülü olacak.
Todaysparent
