Konuk Yazar

Şanslıysam

Hayat sabah 6’da başlar benim için. Telefonun alarmı çalarken eşim veya ben tüm vücudumuzla telefonun üzerine atlarız. Aman sesi uyandırmasın… Sonra bir birimize ‘’kalk hadi’’ demeler başlar. Murat bana 5 defa ben Murat’a 5 defa… Çoğunlukla ilk kalkan ben olurum. Parmak ucumda yürürüm usul usul..

Geceden yıkanan minik çamaşırları katlarım. Yeni çarşaf tamam. Boyun  bağları tamam. İçlikler tamam. Bu işlerimin tam ortasında bir yerlerde bir ağlama sesi gelir. Azıcık bir ses aslında ama bana kalsa tüm ev inliyordur o anda. Bütün gücümle koşarım yatak odasına.

‘’Oğlummmm! Ağlamadan uyan annem! Buradayım ben!’’

Efe onunla konuşmaya başlamamdan bir süre sonra sakinleşmeye başlar. Kollarını bana doğru uzatır. ‘’Şimdi kucağa gelmek yok biraz oyun oyna.’’ derim.  Hızlı hızlı giyinirim hemen. Hızlı hızlı diş fırçalarım. Hızlı hızlı saç tararım. Şanslıysam makyaj bile yaparım!

Tam o sırada ufak bir ıkınma sesi bana alt açma donanımını hazırlamamı söyler. Islak mendiller, pişik kremi, yeni kıyafetler. Şanslıysam makyajımı henüz yapmamışımdır çünkü bu koşturmacada makyaj falan kalmaz yüzde.

Babası Efe’yi aşağı kata götürür ben de son hazırlıkları yaparım.

Hep birlikte kahvaltı sofrasına otururuz. Efe ana kucağında mırıldanır eller yine bana doğru. ‘’Al oğlum bak oğlum yeni oyuncak’’ derken kahvaltımı ederim bir şekilde. Sonra Efe’yi yürüteçe koyar kahvaltısını, geceden yaptığım çorbasını, mayaladığım yoğurdunu saklama çantasına yerleştiririm. Efe bu sırada yangın tüpünü kurcalar, su bidonunu ittirir. Şanslıysam ben hazırlıkları bitirene kadar oyalanır bir şekilde.

Murat 2 dakikada bir ‘’Hazır mısın?’’ der.

Her 2 dakikada bir ‘’1 dakikaya hazırım.’’ derim.

Gözyaşları içinde montunu giydiririm Efe’ye. Babası direksiyona ben de Efe’nin yanına geçerim ve yola çıkarız. Şanslıysam arabada ağlamaz, uyuyakalır.

Koştur koştur kreşe bırakırım Efe’yi. O öğretmenleriyle oyalanırken ben dolabını yerleştiririm sonra hazırladığım kahvaltıyı çıkarırım. Daha on dakika önce teslim ettiğim adamı alırım yine kahvaltısını yaptırırım. Sonra meme… Şanslıysam emer mutlu olurum.

Onu teslim ettikten sonra camların arkasından izlerim onu. Ağlıyorsa içim parçalanır, gidemem. Ağlamıyorsa benden mutlusu olamaz.. Şanslıysam ben daha kreşten çıkmadan uyuduğunu görürüm, içim rahatlar.

Ofise gelirim hızlı hızlı bilgisayarımı açar 2 saat çalışırım. Sonra çorbayı ısıtmaya mutfağa, sonra soğukta koştururum kreşe doğru. Şanslıysam Efe’nin keyfi yerindedir öğle yemeğini yer, keyfi yoksa bir tane patlatır kaşığa. Sabah giydiğim tüm kıyafet sebze olur.

Şanslıysam

Şanslıysam omzuma kusmaz, şanssızsam …..

Öperim öperim öperim…

Sonra 3 saatlik koklarım Efe’yi. Bir dahaki görünceye kadar yetsin diye ama hiç bir zaman yetmez.

3 saat sonra tekrar giderim kreşe bu sefer meyve ve bisküvi. Şanslıysam güzel karşılar beni.

Akşam çıkışta elimde 4 çanta koştur koştur kreşe. Efe’nin kirlileri topla Efe’yi topla… Koştur koştur arabaya. Tabiki koşulacak ya üşütürse? Şanslıysam öksürmez tıksırmaz..

Eve geliş.
Akşam yemeği.
Banyo.
Uyku seremonisi.
Sebzesini yaparım, yoğurdunu mayalarım. Şanslıysam bir de banyo yaparım üzerine..

Uyku ..
Şanslıysam 6 saat… Şanssızsam?
Sabah kalkış…
Kalktığım gibi içimden şükrederim önce.

Şanslıysam o sağlıkla uyanmıştır!

Şanslıysam onun sesiyle başlarım yine güne!

Şanslıysam bugün de yeni bir şey öğrenmiştir, büyüleyecektir beni!

Şanslıyım ben, çok çok şanslı!

Sezin Üstünsoy-Paylasannanne
Twitter: Evli_Barkli
Instagram: paylasananne#

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top