Hamile Günlüğü

Suda Doğum 1

3 yıl oluyor 2014 Nisan 29’da… Hem daha dün gibi, hem de evet 3 yıl öncesi gibi, geçmişte kalan bir anı. Doğumdan hemen sonra, bedenimde dolanan oksitosin ve endorfin hormonlarının kokteylleri sayesinde Alice in Wonderland tadında doğum yazıları yazmıştım. Şimdi, kendime, kızıma ve geçmişe bakarak tekrar kaleme almak istiyorum kızımın doğumunu.

28 nisan 2011: O gün Yalıkavak pazarı var, hatırladığım, eşimin kızımıza tik ağacından kendi elleriyle yaptığı beşiği bitirdiği ve bizim kocaman karnımla pazara gittiğimiz gün. Enginar zamanı, bayılırım, birtakım poşetler taşıyoruz. Sokakta herkes bakıyor, karnım kocaman, sipsivri ve aşağıya inmiş durumda. Altımda bir şalvar, en rahatı o. 1 hafta önceki kontrolde, doktor ‘3 cm açılma var’ demişti ben de ‘he iyidir iyi’ deyip çıkmıştım. Babam bu gelişmeyi duyar duymaz, benim bu vurdum duymazlığıma sinir de olarak, ilk uçakla Bodrum’a gelmişti bile İstanbul’dan, annem zaten yanımdaydı.

suda doğum

Doğuma 1 ay kala ev de taşımıştık, taşımak ne kelime, tadilat bile yapmıştık, bir ara banyodaki sıvaları temizlemiştim hatta koca göbeğimle. Annem, aman kızım sen uzanma, mutfak raflarını ben yerleştiririm dese de, tabii ki dinlememiş, güzelce üst raflara tabakları falan da yerleştirmiştim. Cidden biraz hareketli ve umarsız bir hamileydim. Tek sorun ayakkabılarımı bağlayamamaktı. Oldukça rahat ve sorunsuz bir gebelikti.

Doktora her ay gitmeyi gereksiz bulan, alışveriş listelerine bakmayan, çocuk için mıncık mıncık şey almayan -3. Yılda itiraf edeyim ateş ölçer hâlâ almadık var olan evde kaybolup kaybolup çıkıyor gene bi yerlerden- dantelli pullu pembeli şeyleri itici bulan bir gebeydim. Doktorumla ilk görüşmemizde 3 aylık hamileyken, ben suda doğuracağım demiştim. Her kontrole eşimle gittik, her kontrol 10 dakika sürdü, ne bir soru ne bir didikleme, her şey yolunda mı, yolunda, haydi bana eyvallah. Tek olayım vardı, ben bu çocuğu suda doğuracaktım. Sanki 3. çocuğumu falan doğuracağım, öyle bir haller gelmişti.

suda doğum

Doktorum şahane bir insandı, oldukça da cool idi. Bir doktor sorun yoksa boşu boşuna insanı meşgul etmemeli. Hamileler hasta değildir, doğum da ameliyat değildir zaten. Doktorumla suda doğumu konuşurken, prosedürü anlattı ve ben bu işe bayıldım. Müzik olacaktı, havuz olacaktı, hastanede ama odada olacaktık, ameliyathane kullanılmayacaktı, mumlar yanacaktı ve ekibi olacaktı. Rüya gibi değil mi…

Bu esnada ben hamile yogasını evde yapmaya çabaladım ama düzenli olamadı, toplamda 12 kilo aldım, normal doğum için çok kilo almak iyi değilmiş, bol bol yürüdüm, yediklerime çok dikkat ettim, çikolata, kafein, şeker, hazır paketli gıda vs. tüketmedik. Biz yani ben ve eşim, hamileydik birlikte aslında. Bana elleriyle ev sosisinden, bıldırcın dolmasına kadar yapıp, beni besleyen eşime sonsuz sevgilerimi de sunuyorum. Bizi harika besledi ve bize çok iyi baktı, hala da öyledir. Hamileyken, bebeğinizi nasıl besliyorsanız öyle beslenmelisiniz bence, bu sebepten kesin paketli gıdadan uzak kalmak istedim.

Son 1 hafta nst’ye gidilir, her şey yolunda idi, tam 38. haftadaydık, verilen doğum tarihine çok yakındık. Cuma günü 3 cm açılma var 1-2 güne gelir bebek demişti doktor, hafta sonu geçti, tık yok, pazartesi aradılar, iyi miyim diye, turp gibiyim valla… Üstünden 1 hafta geçti, akşam yemeğinde enginar dolmamızı yedik, koltukta pinekliyorduk ki bir tuhaflık sezdim, tuvalete gittim ve fark ettim ki var bi şeyler, suyum gelmişti.

Su gelmesi öyle foşş diye olmuyor, az az geliyor, duruma göre değişir belki de, eşime dedim, doktoru arayalım dedik. Sancı yok, su geldi, karnım taş gibi, 7 dakikada bir sanırım kaskatı kesiliyor. Ben sanıyordum ki sancılanacağım, filmlerdeki gibi hastaneye acil yetişeceğiz falan. Ne saçma senaryolar ah bu amerikan sineması, hep senin yüzünden… Devamı gelecek.

Berrak Tan

 

1 Comment

1 Comment

  1. Pingback: Suda doğum – internetanneleri | Chi

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top