Serap Oğuz Tan kimdir? (Nerede okudu, yaşadı, blogger olmaya ve bu işe nasıl başladı?)
1984 Antalya doğumluyum. Lise eğitimimin hemen ardından Marmara Üniversitesi’ni kazandım ve İstanbul’a geldim. 17 yaşında, ailesinden ilk defa ayrılmış; üstelik hiç bir yakınının olmadığı şehir İstanbul… ve aşık oldum İstanbul’a… Anadolu Hisarı’nda kaldığım o ilk 2.5 sene karar verdim; burada yaşayacak ömrümü boğazı izlerken geçirecektim…
Sağlık Yönetimi eğitimi almaya başladım. Daha 3. sınıftayken tam zamanlı olarak bir göz hastanesinde çalışmaya başladım. Kısa sürede sorumluluk aldım ve mezun olduğumda aynı hastanede yönetici olmuştum. Çok gençtim ve büyük sorumluluklarım vardı. Ailem Antalya’ya dönmem konusunda ısrar etse de kariyerim sayesinde onları da ikna etmeyi başarmıştım. Hiç bir zaman altın bir tepsi içerisinde sunulmadı fırsatlar. Hep çalışmak; hep başarılı olmak zorunda hissettim kendimi. Sanırım yalnızken güçlü olmayı öğreniyor insan. Sonra 18 yaşımda tanışıp çıkmaya başladığım adamla 24 yaşımda evlendim biraz daha büyüdüm; kadın oldum… Ve hayat akmaya devam etti… Ben de yıllar sonra yazacağım bloğum için yaşanmışlıklar biriktirmeye devam ettim.
Nasıl blogger oldun? Sence blogger olmak ne demek?
Blogger Olmak
2010 yılında iş değişikliği yaptım ve çevremden stil notlarımı ve makyaj, güzellik önerilerimi paylaşmaya dair teşvik alıyordum. Sonunda blog yazmaya; paylaşmaya başladım.
Hem dikip giydiklerimi paylaşıyor; hem de güzellik ve yaşam notlarımı yazıyordum. Güzel geri dönüşler aldıkça mutlu oluyordum. Sürekli büyüyen bambaşka bir dünyaydı blog alemi yeni insanlar, yeni hayatlarla tanıştım. Sanal dünyada başlayıp gerçek hayatta devam eden dostluklar kurdum. Tüm bloggerlarla ortak noktamız; paylaşmayı seviyorduk! Evet, blogger olmak; paylaşmak ve birlikte büyümek demekti benim için…
Ve sosyal medya hiç ummadığım kadar büyüdü. Artık bir iş alanı olarak da hayatımızdaydı. Çalıştığım şirket için de sosyal medya hesapları açtım ve yönetmeye başladım. Büyük kitlelere ulaşabiliyor; sesimizi duyurabiliyorduk. Böylece hem sosyal medya alanında çalışmalarıma devam ettim, hem profesyonel iş hayatıma; hem de tasarlayıp dikmeye.
Bu arada bloğumla birlikte organizasyonlar düzenlemeye başladım. Oldukça yoğun tempolu, dolu dolu 4-5 sene.
Annelik hayatında neleri değiştirdi? Sence anne olmak nasıl bir his? Annelik ve iş hayatı için neler söylersin?
Tanem’e neler yaptın? Senin yapmayı en sevdiğin şey?
Hamileyim!
Ve bir gün hayatımı değiştiren haberi aldım. Tanem’e hamileydim. Hayatımda duyduğum en özel haberdi bu! Hamileliğimin ilk ayı ile birlikte kurumsal hayatı tamamen bıraktım. Hamileliğimi mutlu olduğum şeyleri yaparak geçirmekti niyetim. Bana göre son derece kutsal bir süreç içinde büyüttüğün o beden; o minicik kalp sana yaşam gücü veriyor.
Profesyonel yaşamın stresinden kurtulmuştum. Geziyor, dinleniyor ve hamileliğimin keyfini yaşıyordum. Ama ne yazık ki hamileliğimin keyifli süresi en fazla 3-4 ay sürdü. Sonrası çok stresli geçti. Ömrümde ağlamadığım kadar gözyaşı döktüm. Hep korktum kızıma yansıyacak üzüntüm diye. Ama konuştum da karnımdaki yavrumla. Hep sevdim onu… Ses tonuma bile dikkat ettim hissetmesin diye.
Bebeğim için örgüler ordum, uyku setleri ve elbiseler diktim. Böylece hem üzüntülerden uzaklaştırıyordum aklımı; hem de bebeğimle daha yakın oluyordum.
Neyse ki son 2 ayı güzel geçti hamileliğimin ve sosyal medya alanında çalışmalarıma, danışmanlık projelerine ve üretmeye devam ettim.
Ve Bi’Tanem Geldi
Tanem’in doğumu ile birlikte yepyeni bir hayat başladı benim için.
18. gün annem kaldı yanımızda. Sonrasında Tanem ile ikimiz baş başa kaldık. Kış bebeği… Ve bu sene İstanbul’a çok kar yağdı. Dışarı çıkamıyorduk hep evdeydik. Babamız da akşamları eve geç geliyor dolayısı ile her an birlikteyiz. İnanılmaz bir tecrübe. Onunla yeniden doğdum.
Her anne gibi ben de son derece sorumluyum kızıma karşı. Hata yapma lüksüm yok, hasta olmaya, üzülmeye hakkım yok. Yememe içmeme dikkat etmem gerekiyor, giydiğime gittiğim yerlere kadar her şeye. Çünkü aynı zamanda emziren de bir anneyim. Son derece özenli olmak zorundayım. Hayatı boyunca nasıl bir birey olacağı; şu an bizden alacağı sevgi ve ilgi ile doğrudan ilgili. Tabi sağlık sektöründen gelen bir anne olduğum için hassasiyetim biraz daha fazla
Tabi ki onun için güzel bir gelecek hazırlamak da sorumluluklarımız arasında. Kızım büyürken her anında onun yanında olmak istediğim için kurumsal hayata dönmeyi de düşünmüyordum. O halde farklı bir şeyler yapmak gerekiyordu. Çalışmaya, üretmeye alışkın bir kadın olarak pasif durmak hiç bana göre değildi.
Bir şeyler yapmalıyım diye düşünürken; yeni işim gelip beni buldu! Aldığım maillerde, mesajlarda dost sohbetlerinde hep aynı şey. Neden hobini işe dönüştürmeyesin?
Hobimi işe dönüştürme vakti gelmişti! Başkaları için de dikeceğim! İşte Boutique Matilda markası böyle doğdu.
Dikmeye nasıl başladın? Kendine diktiğin ve en sevdiğin parça?
Tasarım ve Dikiş Aşkım
Aslında tüm hikaye 2009 yılında radikal bir kararla kurumsal hayata ara vererek moda tasarım kursuna kayıt olmamla başladı. Çocukluğumda oyuncak bebeklerime diktiğim elbiselerden artık kendime ve bir gün anne olunca da bebeğime dikmekti hayalim. Hayalimi gerçekleştirecektim…
Yaklaşık 8 aylık bir kurs süreci ile eğitimimi tamamladıktan sonra profesyonel iş hayatına geri döndüm. Ancak tutkulu bir şekilde bağlı olduğum dikiş hobimi asla terk etmedim.
Stresli bir işim vardı. Hastanede çalışıyordum. Hastalar; yakınlarını kaybeden hasta yakınlarının feryatları, yöneticiliğin verdiği sorumluluk vs… Benim terapimdi tasarlayıp dikmek. Eve gider kalem kağıt alıp çizerdim. Ertesi gün kalıbını çıkarır kumaşı keser bir sonraki gün de dikip ütülerdim. Ve sabahında giymiş olurdum üzerime.
Hem iş arkadaşlarım hem de yakın çevremin beğenisini topluyordu dikip giydiklerim. Bu da beni çok onure ediyordu. Aynısından isteyen dostlarım oluyordu. Cici cici bebeklere dikiyordum. İstediğin kumaşla istediğin modeli dikip giymek; giydirmek; üretmek tarifi zor bir mutluluk veriyordu.
Hayallerim gerçek oldu! Artık hem kendime hem bebeğime dikiyorum
En sevdiğim parça 2014 yılında kutladığım “romantic vintage” temalı 30. yaş günü partimde giydiğim elbisemdi. Minik bir şapkası da vardı Bana çok uğurlu geldi; o elbise üzerimdeyken dilediğim dilekle TANEM’e hemen aynı ay hamile kaldım.
Aslında baby shower partimde giydiğim elbisemi de çok seviyorum. Bu hobiyi meslek haline getirmemde etkili parçalardan biri Çünkü bir baby shower partisi için hamile bir kadının giyebileceği kıyafetler hazır giyimde çok kısıtlı. Oysa hayal ettiğin modelde bir elbisenin istediğin renk ve desendeki kumaşla üzerine göre dikilmesi gibisi yok Ben de istediğim gibi bir elbise bulamayınca yine aldım prova mankenimi önüme kesip biçtim. Sonunda da istediğim gibi bir elbise ve saç aksesuarı hazırladım kendim için.
Boutique Matilda;
Günümüz anne bebek trendlerini yakından takip eden ailelerin hayatini renklendiren ve ihtiyaçlarına yönelik ürünler satan bir butik hayal ettim. Hem kendi tasarımlarım; hem özel istek tasarımlar hem de yurt dışından ithal ürünler yer alsın istedim. Konsept partilerim elbiseleri, anne baba bebek takım parçalar bulunsun içinde. Butik isminin de bir hikayesi var elbet.
Benim romantik bir tarzım var. Kızıma da böyle özel parçalar seçiyordum. Bir gün kızıma taktığımız bone ile kendisini Fransız kızlara benzettiğini söyledi babası. “Benim kızım Matilda gibi olmuş” diye espri yaptı. O zaman dedim ki; bu tarz boneler de yer alsın butiğimde ve adı da Tanem’in takma adı “Matilda” olsun Tamamen esprili hikayesinden dolayı seçtim “Boutique Matilda” ismini.
Boutique Matilda’da 0-5 yaş arası kız bebek elbiseleri, anne bebek takımları, saç aksesuarları, şapkalar, erkek bebek tulum ve papyonları ile birlikte hamile elbiseleri bulunmakta.
Hedef kitlem bebeği olan ya da bebek için kendini hazırlayan aileler başta olmak üzere özel ve farklı bebek/çocuk hediyesi arayan herkes aslında. Bugün bebeği olmayan biri, bir arkadaşı ya da bir akrabasının bebeği için de bir parça beğeniyor ve satın alıyor. Ürünlerim kişiye özel ve tek örneği onlarda olması sebebi ile çok güzel geri dönüşler alıyorum.
Kişiye Özel Tasarım
Kişiyi tanımak üzere birkaç soru sorup kişiliğini; beklentilerini analiz ediyorum. Hayalini çiziyorum kafamda. O gece o tasarımı hayal ederek uyuyorum ve sonra siparişlerimi teslim ettiğim an gözlerindeki mutluluğu hayal ederek çalışıyorum. Genellikle konsept partiler için özel parçalar dikmekten hoşlanıyorum. Alice harikalar diyarında ya da frozen temalı mesela! Partiye özel kumaşlar getirtiyorum yurt dışından. Her şey son derece güzel olsun istiyorum. İlhamımı sonsuz sevgiden alıyorum
Hayalim
Bir atölyem olsun. Eşlerinden psikolojik ya da fiziksel şiddet görmüş; hor görülmüş kadınlar için istihdam yaratmak istiyorum. Kendilerini kanıtlasınlar; güçlensinler. İşler o kadar güzel ilerlesin ki; yurtlarda kalan çocuklar için özel doğum günü elbiseleri tasarlayıp dikeyim
Kızın küçük ona bakarken aynı zamanda kendi islerinden hobilerinden uzak kalmadan nasıl yapıyorsun?
Kızım melek gibi. Uyumlu, huzurlu bir bebek bir de biz anne kız hep birlikteyiz başka kimsemiz de yok. O yüzden her işimizi birlikte halletmemiz gerek. Akşam 7.30 gibi uyuyor o uyuduktan sonra dikiş işlerimi hallediyorum. Gündüz de yine onun uyuduğu zamanlarda ev işlerini hallediyorum. Aslında hamileliğimin 9 ayı boyunca hobilerim ve sosyal medya alanındaki işim için koşturduğumdan kızım benim tempoma alışkın. Evde olmaktan ziyade gezmeyi seviyor. Slingime takıyorum ve geziyorum. Hava koşulları müsaade etmediği için 3 ay neredeyse hiç çıkmadık evden. Çok nadir. Artık bahar geldi Kızımla daha çok gezebileceğimiz için mutluyuz.
Yardım almak ne demek sence anne için?
Yardım almak benim uzak olduğum bir konu maalesef eşim uykusuna çok düşkün. Geceleri Tanem sık uyanıyor ve ben ilgileniyorum. Gündüz de zaten bir yardımcımız yok hem ev işi hem el işi hem sosyal hayat hem de bebeğimle kendim ilgileniyorum. Yardım almak harika olurdu tabi ki. Yardım almak deyince aslında bir tek işler gelmemeli insanın aklına. Eğer minik bir bebeğin annesi isen uyurken bile gözün açıktır. Kustu mu, ağladı mı, keyfi yerinde mi, altı kuru mu….
Babalar da biz anneler kadar ilgili olsa belki bazı geceler uyuyabiliriz mesela Aslına bakarsanız babanın anneyi hoş tutması, ona karşı anlayışlı olması bir anne için alınabilecek en güzel yardım. Haydi babalar eve nöbete
Sosyal medya ve anneler için neler söylersin?
Sosyal medya anneler için çok büyük bir nimet. Emzirme ile ilgili bir sorunun mu var? Hemen hashtagleri takip et. O gün yemek ne yapacağını bilmiyor musun? Hemen bir yemek bloggerının sayfasını aç, tarife bak yap. Sonra seninle ortak sorunlara sahip anneler var. Ya da daha bakımlı bir anne olabilmek için tüyolar veren moda ve güzellik blogger anneler takip etmek yeterli. Arkadaşlık kurmaktan; dertlerini paylaşmaktan korkmasın anneler. Yalnız değilsiniz
internetanneleri icin tavsiyelerin?
Daha büyük kitlelere ulaşabilmek için gerekli projelerin altında internetanneleri’nin imzası olsun dilerim. Tüm anneler; anne adayları duysun sesimizi. Elimiz kolumuz ulaşsın yardım edelim fırsatları olmayan annelere.
Sevgi ve sabırla eğitelim toplumu…
