Seyahat

Fırtınada Koh Phangan’a Tekne Yolculuğu

20131217_154531

Yıllaaardır pek çok arkadaşım gitti bu güzel ülkeye bu cennet adalara. Herkesten her zaman duyduğum bir ada var Koh Phangan. Bu ada Thailand’ın orta kısmında , doğu sahillerinde bulunuyor. Aynı zamanda bu tarafta Koh Samui ve Koh Tao da var. Özellikle balayı için Koh Tao tercih ediliyor, Koh Samui ise bu 3 adanın en büyük olanı, bir tek bu adada havaalanı var. Koh Tao, başlangıç seviyesi dalgıçlar için bulunmaz nimet, adeta cennet. Bu adada harika resort ve balayı suitleri mevcut. Aslında koca Thailand adeta bir balayı cenneti. Biz balayımızı Hindistanda aylarca gezerek yapmıştık, Thailand tam klasik balayı severler için biçilmiş kaftan. Son derece romantik, doğal, neşeli ve eğlenceli.

Bizim Koh Phangan’a geçişimiz büyük maceralı oldu. 1 aya yakın kızımdan ayrı yaptığım bu yolculukta, ilk ve son kez çok korktum diyebilirim. Cidden bir daha eve dönemeyeceğini hissetmek çok kötüymüş, pek sık böyle hislere kapılmam.

Krabi civarında 1 hafta kalıp, etraftaki adaları ve görülecek yerleri gördükten sonra rotamızı doğu kıyılarına çevirmiştik. Önceden karadan aktarmalı minivan biletimize bağlı gemi biletlerimizi çok cüzi bir miktara almıştık. Aslında çok araştırmamıştık, ana karadan adalara herhalde maximum 1 saatte gidilir diye düşünüyordum. Biletler de hayli ekonomikti tabi. Bu biletlere joint ticket deniyor. Sizi otelden minivan ile alıp, limana götürüyorlar, oradan bağlantılı olan firma sizi alıp gemiye götürüyor. Adalara bu şekilde ulaşıyorsunuz.

Fırtınada Koh Phangan’a Tekne Yolculuğu

Aralık ayı sıcak bir ay olmasına rağmen tabiki kış. Üstümde askılı elbise var evet ama hava kapalı, sıcak ve puslu. Hafif bir fırtına durumu sözkonusu. Bu ne demek, bizi harika bir yolculuğun beklediğini limana varır varmaz anladım. Herşey rüzgardan uçuşuyordu, deniz kahverengine bürünmüş, dalgalar kabarıyordu. 17 aralık 2013. Tarih çok net çünkü bizim amacımız Koh Phangan’da yıllardır düzenlenen Full Moon Party’e gitmekti. Daha yola çıkmadan bile bu tarihte orada olacağımız belliydi. İnsan buralara gelip de bu partiyi kaçırmamalıydı, aslında her yerde dolunayda, kara ayda ya da yarım ayda partiler oluyor artık Thailand’da. Thai insanları eğlenmeyi çok iyi biliyor demiş miydim…Tam bir koç burcuyum, gezeyim, eğleneyim çok severim, uzun yıllar aktif gece hayatında bulunan biri olarak çok da özledim partileri ne yalan söyleyeyim. Gene de fırsat buldukça katılım gösteriyorum o ayrı.

Arkadaşlarım, aralıkta yılbaşından önceki son dolunay partisi, gitmeyin, çok kalabalık olur, adeta can pazarı dediler. Evet haklılardı ama gidecektik, kalabalıksa kalabalık, görmek istiyorum. Zaten sakin bir yerde yaşıyoruz, neden olmasın değil mi dedik.

O gün yolculuk tuhaf başlamıştı, her yerde bekledik. Otelden bizi alan minivan geç kaldı. O araçla bir otogara vardık, sandık ki otobüsle gideceğiz, 1 2 saat de orada bekledik. Bir önceki gün yediğim peynirli tosttan zehirlenmiştim (thailandda peynir yok, çok özlediğim için peynirli tost söylemiştim, aslında yememem lazımdı tabi) bu sebepten artık pisboğazlığıma bir dur deyip en azından bir gün sokaklardaki her şeyi yememeye karar verdim. Hafif açtım yani yol boyunca. Limana vardığımızda baya kalabalıktı, özellikle asyalılar, hintli ve ruslar vardı. Hatta arada hamile bir rus da gördüm, hemen dikkatimi çekmişti, ne de olsa ben de bir anneyim, yanında da 1.5 yaşında oğlu, sırtında sırtçantası. Tekbaşına çocuklu ve hamile gezen kadınlara Hindistan’dan alışığım, türkler içinse çok uzak bir ihtimal değil mi..

Fırtınada Koh Phangan’a Tekne Yolculuğu

Bir süre bekledik, bizi sıra halinde iskelenin ucuna getirdiler, hemen orada bir katamaran gözüme çarptı, harika, bu dalgada en iyi şey bir katamaran olacaktı, hızlıydı da. 2 saatte adadadsınız demişlerdi. 2 saat bu dalgada çok uzun bir süre ama olsun katamaran ne kadar kötü olabilirdi ki ? Bu arada belirteyim beni tekne tutar dalgada, ama başa gelen çekilirdi, o an orada yapacak hiç bir şey yok. Birkaç saat sonra parti başlıyor, harika okyanus manzaralı odamızı çoktan ayırtmıştık, tatilin en maceralı kısmı başlayacaktı. 2 haftadır kültürel ve doğal geziler yapmıştık, şimdi biraz kopma vakti gelmişti.

Fakat büyük bir hayalkırıklığı ile öğrendik ki bizim biletimiz katamaran için değilmiş… Peki neyle gidecektik ? Hemen ötede çalkalanan okyanus sularında bulunan minnacık bir tekne gördük, eşime baktım, o da bana baktı, çok maceralı olacak bu yol dedi. Kendisi kaptan, ona bir şey olmaz da hep birlikte o tekneye binen insanlara ne olacaktı acaba. Tekneye binsek, bir şekilde gidecektik ama tekneye binmek bile büyük olaydı, öyle çok sallanıyordu ki anlatamam. İncecik bir iskeleden hoplaya zıplaya bindik tekneye, hemen alt kata inip oturduk, alt kat daha az sallanırdı. Bir süre insanların binmesini bekledik, bu arada katamaranı camdan görüyordum, o doldu ve çoktan süper hızla hareket etti bile, nasıl böyle bir hata yapmıştık, bilmediğimiz bir ülkede nasıl da ucuz diye bu dökülen tekneden almıştık bileti o da başka bir konu ya olacağı varmış artık.

Tekne fındık kabuğu gibi, sallana sallana hareket ettik, limandan uzaklaştıkça açık denizde dalgalar çok büyüdü, belki çok büyük değildi ama bizim tekne için büyüktü eminim. Kaptan ve mürettebat sarhoştu, yolcuların da yarısı sarhoştu. Birileri hiç etkilenmeden, müzik dinleyip içiyordu, partiye çoktan başlamıştı gençler. Burada yaş ortalaması 20lerde sanıyorum. Dünya gençliği burada eğleniyor. Evet 40ların üstünde de çok insan vardı tabiki.

Fırtınada Koh Phangan’a Tekne Yolculuğu

Dalgalar büyüdükçe tekne adeta uçmaya, yalpalamaya başladı, arada kaptan motoru kapatıyor teknenin burnu baya kavaya kalkıyor, ardından büyük bir gürültü ile suya çarpıyordu. Bu esnada içeri su dolmaya başlamıştı. Ayaklarımız suda, herkes çığlık çığlığa, inanılmaz gergin bir ortam oluşmuştu. Hava akşam, bulutlu ve kararmaya başlıyordu. Görevliler peçete ve poşet dağıtmaya çoktan başlamıştı. Tatilde ilk kez burada bir türk çift ile karşılaştık, onlar da korkuyordu, herkes korkuyordu eminim, kaptan dışında herhalde. Eşim de pek istifini bozmadan üst güvertedekilerle sigara içiyordu. Tekneye sular dolmaya başladığında, tüm yolcular can yeleklerini giymişti. Batsak ne olacaktı şimdi burada diye düşünmeden alamadım kendimi, yelek bizi korur muydu, kızım ne olacaktı, değer miydi uzak bir asya ülkesinde partiye giderken ölmek, yok çok saçmaydı, böyle olmamalıydı. İtiraf edeyim aklımdan hep bu düşünceler geçti.

Kızım emin ellerdeydi de peki ya ben nerelerdeydim acaba…2 saat kadar yol yaptık, ayılanlar bayılanlar, ama alışılıyor her şeye, gemi batmayacaktı ama çok korkunç sallanıyor, ses çıkartıyor ve su alıyordu. Aklımda gördüğüm bebekli ve hamile o kadın vardı, cidden benim bile yapamayacağım bir cesaret örneği idi. Bu sallantıda doğurmaması ise bir mucizeydi, çünkü karnı kocamandı.

Saatler geçti, bana çok uzun gelen bu yolculuk bana çok şey öğretti. Hayatım film şeridi gibi akmadı gözlerimin önünden ama, al sana macera dedim, madem çok meraklıydım süprizlere, önüme çıkan her süprize katlanacaktım. İleride kara göründü, herkes ayaklandı, deniz karaya yaklaştıkça sakinledi ve limana yanaştık, millet geldik mi diye sevinirken anladık ki burası Koh Samui adası, yani Koh Phangan’a daha var 1 saat bu dalgada. Ama beti benzi atmış parti gençleri birer birer inmeye başladı, burada ölmeye niyetimiz yok, her yerde parti var zaten, inelim canımızı kurtaralım modundalardı. Hani çok çılgındık, hani sabahlara dek çılgınca partileyecektik gençler ? Bunları düşündük eşimle, güldük biraz da, tekne sakinledi ya keyfim yerine gelmiş, mide bulantım geçmişti. Baya az kişi ile yeniden yola koyulduk, ay tepede yeni doğuyor, hava karanlık artık. Koh Phangan bekle bizi, dalgaları aşıp geliyoruz sana, yolumuzdan dönmedik, korkmadık, gerçek eğlenceye hazırız.

Bu yol diğeri kadar sallantılı geçti elbette, gene ayılıp bayıldık, ama çarpmalara, seslere, gıcırtılara alışmıştım artık. Koh Phangan ışıl ışıl karşımdaydı, limana yanaştık ve kendimizi karaya attık. Bu ada harika, gece karanlıkta vardık ama nedense iner inmez sevdim.

Tuttuğumuz oda First Villa Resort, kesinlikle çok tavsiye ederim burayı. Odanız minik bir evcik, önü havuz, havuzun önünde okyanus ve Koh Samui manzarası, palmiyeler… Huzur resmen. Burayı booking.comdan bulduk tabiki. Fiyat aralık ayında yılbaşından bir önceki fullmoon olduğu için yüksekti. Sanırım Thailand seyahatinde kaldığımız en yüksek fiyatlı ve en güzel oda bu oldu. Bu tatilin 2. Kısmının başlangıcıydı, 2. Kısım sayısız macera ve deliliklerle geçecekti.

Fırtınada Koh Phangan’a Tekne Yolculuğu

Bu çalkantılı deniz yolculuğu bana unu öğretti, artık denizden korkmamam lazım, denizden korkmak da değil, açık denizde büyük dalga beni ürkütüyor, kaldı ki su insanıyımdır. 7 8 ay dnize girebileceğim bir yerde yaşadığım halde bunu nasıl 12 aya çıkartırımın hesabını yapmaktayım her daim. Bu da bir ders oldu bana, dönüşümüzü hızlı katamarandan alacaktık, fiyat 2 katı dahi olsa değerdi. Nitekim öyle de oldu. Dönüşte katamarana binerek daha kuzeye geçtik, yolumuz 2.5 saat sürdü ve gene uçarak gittik, mevsim dolayısı ile rüzgar ve dalga çok. Bir bakıyorsunuz teknenin burnu suda, bir bakıyorsunuz havada. Ama en azından hızlı gidiyor.

Dönüş yolund ne mi yaptım ? Kulaklıklarımı takıp meditasyon yaptım, evet, hiç midem bulanmadı, hiç ayılıp bayılmadım, kafamda canlandırdığım yerlere gittim, dans ettim, poi çevirdim. Düşünmedim, bedenim nerede, ne yapıyor, zihnimi açtım, beynimde yola devam ettim. Çok da sevdim bu işi, neden sık sık kullanmıyorum kendime sordum bu durumu.

Korkularınız varsa üstüne gidin, çözüm beynimizde, kendi içimizde ve çözümsüz hiç bir şey yok. Maceraya devam…

Berrak Chi
İnstagram: bechis#
facebook: berrak.chi

1 Comment

1 Comment

  1. Pingback: Bu hatfaki yazılarım | Chi ailesinin maceraları

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top