Konuk Yazar

Korkulardan Arınmak Mümkün Mü?

Hatırladığım tek şey gerçekten her şeyi ama her şeyi tamamı ile unutmaya çalışmaktı. Göğsümün tamamını çevreleyen engin, sınırsız acının bu dünyada tarifi yoktu. Bulunduğum boşluk bir balon gibi etrafımı çevirmişti. İçinden çıkarsam nefes alamayacağım düşüncesi korkularımı daha da arttırıyordu. Sessiz ve kimsenin olmadığı bir dünyaydı burası geniş karanlık arazileri olan bir yudum suyun bulunmadığı, simsiyah bir vadiydi. Çıkış için hiçbir koşul yoktu.

Evet, burada doğmamıştım fakat içimde bir yerlerde hep varlığından haberdardım.

Ve o öğleden sonra uyku öncesi her nasıl oldu ise gidivermiştim. Kimi zaman dünyanın derinlerinde var olduğuna inanılan yaşamda olduğum ve üzerimdeki on bin tonluk ziftten kaçtığım anlarla baş başa idim. Baş başa idim diyorum çünkü gerçekten orada ne bildiğimiz dünyadan ne de bize din kitaplarında öğretilen türden hiçbir canlı, varlık veya güç yoktu. Sadece yapayalnız bir sessizlik, oldukça derin ve derinleştikçe içine çeken bir boşluk. Gözüm ara sıra sizin bildiğiniz dünyaya kaydığında (ama yine de bulunduğum yerden bakıyordum) Bulunduğum yeri tarif etmeye çalıştığım insanlar oldu. Buna işinin ehli kendisini konusunda uzman ilan ettirmiş bireyler de dahildi ki, nerede olabileceğim konusunda en ufak bir fikirleri bile yoktu. Zaten çok da anlaşılmayı beklememiştim. Çünkü onların gözlerinin gördüklerinden ötesini kavrayacak zihinsel algılarında birtakım sorunlar vardı. Anlatmayı her denediğimde çeşitli dualar, ilaçlar veya olumlama telkinleri ile karşılaşıyordum.

Aradan kocaman bir dünyasal altı ay geçmişti. Hâlâ çevremdeki insanlara durumu izah etmeye çalışıyordum. Ve anladım vazgeçtim…

Bir şeyden gerçekten vazgeçtiğiniz zaman artık sorgulamayı bırakıyorsunuz ve sorun artık eskisi gibi bir “sorun” olmaktan çıkıyor. Siz onun varlığını kabul ettiğinizde sizden bir parça olmaktan çıkıp artık başlı başına boşlukta dolaşan fakat hiç kimse ilgilenmediği için mutlaka bir gün unutulacak bir şey haline gelmeye başlıyor. Eğer varlığı yeterince güçlü ise kendini ortaya koyup çözüme kavuşuyor.

Dikkatinizi bir konuya çekmek istiyorum burada bir şeyden vazgeçmekten kastım, ona karşı duyduğunuz sevgiden ve ilgiden vazgeçmek değil. Sadece bunu artık varoluşa bırakıp özgürleştirmek. İşte o noktada hayatınızda temel hale getirdiğiniz ve en üst sıraya koyduğunuz sorun “sorun“ olmaktan çıkıyor.

Korkunç altı ay boyunca, dünyada kendimce güzel başarıları imza atmışım ki, inanın hiç farkında değildim. Hoş fark etsem de umurumda değildi. Ben aslında sadece karanlık dünyamdan kaçabilmek için çıkış yolunu arayan bir fare gibi delicesine saldırgan ve hayvansal acı ile davranan bir vahşi gibiydim. Fakat şunu da ifade etmeliyim ki karanlık dünya bana herkesin göremeyeceği inanılmaz öğretilerde bulundu. Benimle aynı deneyimi yaşamış bir yazar kitapları dünya çapında satılıyor ki, ben aslında onun da yaşadıklarını tam olarak ifade edemediği kanısındayım. Nasıl mümkün olabilir.

Size bu dünyadan olmayan bir deneyimi, nasıl olur da bu dünyanın cümleleri ile anlatabilirim. Mümkün değil. Çok çabalamayacağım. Sadece küçük bir dokunuş ile aslında yaşadığınız hayatın “gerçek olmadığını” buradan giderek gördüğümü söyleyebilirim. İçinizden tavsiye isteyen olursa sadece tüm hırslarınızdan tümü ile arının ve her anın sonuna kadar kendinize zarar vermeden tadını çıkarın diyebilirim.

İçinizden bazıları karanlık dünyadan çıkıp çıkamadığımı soruyor olabilir. Yanıt; “Artık çok da önemi yok. Çünkü onu kabul ettim.”

Evet, ben bu dünyada adına “ruhsal bunalım“ denilen boyut değişimine tanık olmuştum. Ve duymak isterseniz %100 çıktım. Hem de muhteşem tabletlerinizin, inanılmaz psikolog görüşmelerinizin, grup terapilerin izin, ruhsal tedavi seanslarınızın yardımı olmadan çıkabildim. Bir sabah uyandığımda kendime şu soruyu sorduğumu hatırlıyorum.

“Sevgili benlik şu anda ruhun beden denilen hapishanenin içinde ve bu anı bu koşullar ile yaşamak zorunda. Şimdi bir ilkel gibi davranıp debelenmekten vazgeçip yaşama geri mi döneceksin yoksa hayatının sonuna kadar kendini hapis ettiğin zindandan çıkaracak mısın?”

Cevap sanırım ortada…

Ardından kendine acımaktan vazgeçmek geliyor. Durumu kabul edince acıma hissiniz ortadan kalkıyor.

Ve en zor aşama nerede olduğunuzu bulmaya çalışmak. Durum, bu karanlık dünyadasın peki bu karanlık dünya nerede?

Cevap elbette içimde hem de en derinlerde. Peki beni buradan çıkarabilecek tek kişi yine ben iken neden saldırgan bir yaratık gibi kendimi duvarlara vurmak yerine sakince çıkış planları yapmıyorum?

İhtiyacım olan tek şey küçücük bir ışık yakabilmek ve sonra hemen ardından varlığım benim burada olduğumu fark edip bir yolunu bulacaktır. Bunun için ihtiyacım olan asıl şey “yüzleşmek” günlerce haftalarca aynı soruyu sordum durdum kendime “sen kimsin karanlık dünya kimsinnnnnnnnnn????”

Büyük uğraşılar sonucu cevap çok derinden geldi “ben senin korkularınım

Muhteşem biraz olsun yaklaşmaya başladık. Işık çok uzakta olmasa gerek.

Bir korkuları “yenmek“ sözcüğü var ki hakikatten hiç haz etmiyorum. Ortada bir yenen var ise bir de yenilen vardır ki bu bir yarışma olabilir galip, yenik gibi. Heyyy oradaki korkum benim bir duygum onu sen o muhteşem teorilerinle yendiğini sana dur ben onunla savaşmayacağım sadece bulunduğu yerden ortaya çıkarıp özgürleştireceğim ki bir daha bana geri dönmesin. Müthiş bilge, sana da aynı yöntemi tavsiye ederim çünkü bir gün bir bakarsın ki en zayıf anında seni ziyarete gelmiş. BÖÖÖÖ

Özgürleşen korkumun yerine bir duygu yerleştirmeye karar verdim. Bu en zararsız duygu olarak bilinen “sevgi“ olabilirdi. Bu sırada şükrü ne kadar ettiğimi tahmin bile edemezsiniz. Sevgimi şu anıma, doğaya, aşkın kendisine aşık olmaya verdim.

Aldığım nefes, dokunmanın hazzı, çiçekler, böcekler ve her şey muhteşem bir mucizenin parçası gibi göründü gözüme. Ve bu sırada maddenin gücüne inanmayı da öğrendim. Madde içi boşluk ile dolu bir “hiç“ olsa da bu dünyanın bir parçası idi aynı benim gibi.

Hiç yüklenmeden ama sadece farkına vararak, her bir sahip olduğumu gözlerimi kapatıp kutsayarak bilinen dünyaya geri döndüm.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top