Anne Olmak

Çalışan Annelerin İlk 1000 Günü

Danone Nutricia çalışan annelerin, hamileliğini öğrendiği günden itibaren ilk 1000 gününde nelere ihtiyaçları olduğunu, iş hayatında ne tür zorluklara maruz kaldıklarını ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelebilecekleri konusunda annelerin farkındalığını artıracak projeler için çalışmaya başladı.
Birçoğumuzun günlük hayatında kulağına gelen söylemlerdir ailemizde, arkadaşlarımızda sosyal çevremizde duyarız hamile olduğunu öğrenip kariyeri ile çocuğunu yetiştirmek arasında kalıp kariyerine son veren anneleri. Oldukça fazla haklı kaygıları vardır yöneticisi bir an önce doğum iznini bitirip işe dönmesini ister, doğum iznini bitirip işe dönen anne çocuğundan uzak kalmanın üzüntüsünü yaşar yöneticileri anne olmadan önceki konsantrasyonu ve beceriyi bekler, sütünü sağması gerekir ama bunun için uygun ve steril bir ortam bulamaz, kreş zaten söz konusu dahi değildir işte bu sebeplerden bir yol ayrımına girilir, ya işe bütün bu sorunlara rağmen devam edecektir ya da işten ayrılıp çocuğunun ona en çok ihtiyacı olduğu zamanda onun yanında olacaktır.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de kadın çalışan oranı %27 çalışan kadınların %40’ı ise evlendiğinde ve çocuk yaptığında işten ayrılıyor. İş kanununa göre 150 ve üstü kadın işçi çalıştıran şirketlerin kreş bulundurma zorunluluğu bulunuyor, kreş bulundurmamanın yaptırımı 1.232 tl olunca iş verenler kreş açmak yerine ceza ödemeyi tercih ediyorlar. Bu verilerden yola çıkarak ‘’kadının iş dünyasına katılımının arttırılması’’ sadece arkası boş bir kelime olarak kalıyor. Sosyal Güvenlik Kanununa göre Türkiye’de 16 hafta (4 ay) ücretli doğum izni veriliyor fakat sağlık bakanlığı bebeklerin en az 6 ay anne sütüne ihtiyaç duyduğunu beliriyor, hal bu olunca insan kime itimat etmeli demeden duramıyor.
Nutricia Türkiye Genel Müdürü Gamze Çuhadaroğlu ‘’kadının doğumdan sonraki ilk 1000 günü çok önemli. Çocuğun ilk iki yılda beslenmesi ve karşı karşıya kaldığı çevresel faktörler ileride sağlığının ve büyümesinin %80’ini  etkiliyor genetik faktörler ise %20’de kalıyor’’ diyerek bu dönemin hem anne hem de çocuk için ne kadar önemli ve hassas olduğunu belirtiyor.
Peki ne yapılabilir? Nutricia yaptığı araştırmalar görüştüğü anneler ve kendi deneyimlerinden yola çıkarak anlık yapılacak radikal değişimlerin yarardan çok zarar getirebileceği görüşündeler, yapılabilecek yenilikleri olması gereken fakat minimum düzeyde tutmak en mantıklısı mesela anneler ilk bir yıl bebeklerine kendileri bakmak istiyor gelişim süreçlerinde yanlarında olup çocuklarını yeterince emzirmek ve bağ kurmak istiyorlar bu nedenle ek izin imkanı sağlanabilir, belli dönemlerde uzaktan çalışma ve yarı zamanlı çalışma imkanı sağlanabilir, iş yerlerinde donanımlı birer emzirme ve süt sağma odası kurulabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi doğum izni 4 aydan 6 aya uzatılabilir, süt izni ideal emzirme süresine getirilerek 24 ay olabilir.
Tabii ki bu örnekler çoğaltılabilir yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlardan biri ise işveren kadın olduğunda çalışan annelere karşı daha toleranslı eğer işveren kadın ve çocuk sahibi ise çok daha anlayışlı ve destek gösteren kişiler oluyor. Ayrıca anneleri destekleyen ve çalışma ortamlarında huzurlu yaratıcılığını kaybetmeden çalışabilen aklı çocuğunda kalmadan işine konsantre olabileceği ortamlar sunan şirketler de mevcut dileğimiz bu güzel örneklerin genele yayılması ve her şirketin bu azınlığı örnek alması. Verimli bir neslin yetişmesi için verimli ebeveynlere ihtiyaçları var ve günümüz şartlarında anneler kariyerleri ile çocukları arasında seçim yapmak orunda bırakılmamalı. İşte Nutricia bu örneklerin hayata geçirilmesi için çalışmalarını ve girişimlerini sürdürüyor öncelikli hedefleri çalışan annelerin hakları ile ilgili farkındalık yaratabilmek.
Click to comment

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çıkışta Olanlar

To Top