Yeterli uyku alınmış olsa da bazen insan kendini gün boyu yorgun hisseder. Enerji kaybının tek sebebi uyku eksikliği değildir, farkında olmadan yaptığınız küçük alışkanlıklarınız sizi hem zihinsel hem de fiziksel olarak yorabilir. Mevsim geçişlerinde daha çok rastlanan bu durum, kişiyi oldukça rahatsız eder çünkü hayat kalitesini düşürür. Sabah kalkıp gece yatağa yatana kadar yorgunluk hissi devam ediyorsa, uzmanların tavsiyelerine bir göz atıp, bu sorunu ortadan kaldırmaya çalışın.
Yorgun hissettiğinizde egzersiz yapmıyor musunuz?
Enerjinizi korumak için egzersiz yapmaktan vazgeçmek aslında sizin zararınıza olur. Düzenli egzersiz yapmak gücünüzü ve dayanıklılığınızı artırır, kardiyovasküler sisteminiz daha verimli çalışır, vücudunuza besin ve oksijen verir.
Yeterince su içiyor musunuz?
Diyetisyen Amy Goodson, vücut susuz kaldığında, enerji seviyesinde ciddi bir sıkıntı yaşandığını söylüyor. Dehidrasyon, kan hacminde bir azalmaya ve kanın kalınlaşmasına sebep olur. Kalp verimli pompalama sağlayamaz, kaslarınız ve organlarınız güçsüzleşir.
Demir tüketiyor musunuz?
Demir eksikliği halsiz, sinirli hissetmenize neden olurken, sizi zayıf düşürür ve bir şeye odaklanmanızı engeller. Anemi riskini de azaltmak için demir tüketimini artırmak gerekebilir. Demir bulunan besinlerden bazıları: Soya peyniri, fasulye, domates, kurutulmuş bezelye, mercimek, çilek, karpuz, kuru üzüm, incir, kuru erik, kuru kayısı, bezelye, brokoli, fasulye, yağsız sığır, yumurta (sarısı dahil), buğday ürünleri, kepekli tahıllar, mısır, yulaf, çavdar ekmeği, zenginleştirilmiş pirinç, karides vb. Ayrıca uzmanlar demir içeren gıdaların, C vitamini ile birlikte alındığında demir emilimini artırdığını söylüyorlar. Yani korkmadan birlikte tüketebilirsiniz.
Mükemmeliyetçi misiniz?
“Ne alakası var?” demeyin. New York Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Profesörü Irene S. Levine, mükemmel olayım diye çabalarken kendinizi daha zor bir duruma sokuyor olabilirsiniz diyor. Kendinize başarmanın çok zor olduğu hedefler koyduysanız, memnuniyet duygusundan yoksunsanız, bu sizi fiziksel ve psikolojik anlamda fazlasıyla yoracaktır. Projeleriniz için bir zaman planlaması yapın ve bu plana uymaya çalışın. Kendinize ayırdığınız boş zamanlar aslında akabinde size olumlu bir dönüş yapacaktır.
Göbek adınız endişe mi?
Patronuz sizi odasına çağırdığında ilk aklınıza gelen, kovulmak üzere olduğunuz mu? Bisiklete binerseniz kesin düşerim, bir yerimi kırarım diye mi düşünürsünüz? Her zaman en kötü senaryoları düşünmekten vazgeçin. Bu endişe, sizi felç edebilir. Kötü düşüncelerin altında kaldığınızda derin bir nefes alın pozitif düşünün. Açık havada yürüyüşler yapın, meditasyon yapın, egzersiz yapın, arkadaşlarınızla paylaşın ama bu endişelerinizden kurtulun.
Kahvaltıyı atlıyor musunuz?
Son zamanlarda kahvaltı yapmanın gerekli olmadığına dair haberler çıksa da, siz eğer yorgunluk şikayeti olan bir kişiyseniz buna fazla kulak asmayın. Gece boyu uykuda olan vücut uyandığında enerjiye ihtiyaç duyar, kaybettiği yakıtı ona geri vermelisiniz. Yakıt ikmali yapmazsanız kendinizi yorgun hissetmeniz kaçınılmaz. Evden çıkmak için az zamanınız olsa da kahvaltı için bir 10 dk. erken kalkmak sizi süründürmez. Su içerek güne başlayın ve yağsız protein içeren, badem, yulaf, tam buğday ekmek arası tost, meyve, az yağlı yoğurt vb. besinlerle kahvaltı edin.
Abur cubursuz yapamıyor musunuz?
Yapın! Şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar, kan şekerini hızlı bir şekilde artırır ve o ölçüde indirir. Kendinizi çabuk bir şekilde yine aç hissedersiniz. Şeker tüketimi vücudu yorar, öğünlerde protein ve tam tahıllı besinlere yönelin. Kahverengi pirinç, salata, tavuk, somon vb.
“Hayır” demekte güçlük çeken biri misiniz?
İnsanları kırmamak için sarf ettiğiniz enerji, size kızgınlık olarak geri dönebilir. Herkesi memnun etmek için her şeye evet demek zorunda değilsiniz. Hatta klinik psikolog Susan Albers, “hayır” demeyi öğrenebilmek için kendi kendinize alıştırmalar yapmanızı öneriyor. Bir odada ya da aracınızda yalnızken yüksek sesle hayır deme alıştırmaları yapabilirsiniz. Böylece, bir başkasıyla konuşurken de bunu yapabileceksiniz.
Dağınık bir ofisiniz mi var?
Dağınık bir masa sizin odaklanmanıza engel olabilir, beyninizi yorabilir. Her gün sonu masanızı biraz toparlayarak bir sonraki sabaha hazırlayabilirsiniz. İhtiyaç duymadığınız eşyaları ortadan kaldırarak ve kişisel eşyalarınızı düzenleyerek işe başlayabilirsiniz.
Tatillerde çalışır mısınız?
Fakat tatil bunun için değil. Havuz kenarında bile e-postalarınızı kontrol ediyorsanız bundan vazgeçin. Gerçekten dinlenin. Aklınızı ve bedeninizi ofis dışındayken de orada düşünmeyin. Eğer bunu yaparsanız, tatil dönüşü daha az stresli, mutlu ve üretken olabilirsiniz.
Yatmadan bir iki bir şey içeyim…
Yaygın kanının aksine alkol, uyumanızı kolaylaştırmaz, gece yarısı uyanmanıza bile sebep olabilir. Uyumadan 3-4 saat kadar önce alkol tüketimini durdurmak sizi uyandığınızda daha dinç tutacaktır.
Elinizde telefonla mı yatağa giriyorsunuz?
Yatmadan 2 saat kadar önce teknolojik aletlerden uzak durmak sizin yararınıza olacaktır. Tabletlerin, akıllı telefonların ve bilgisayar ekran aydınlatmalarının yaydığı ışık, vücudun doğal uyku düzenini engeller, melatonin hormonunun salgılandığı gece saatlerinde beyne yanlış sinyaller gönderir. Uykuya dalmadan hemen önce mail kontrolü, sosyal medya stalk’u yapmayın, telefonunuzla vb. aletlerle oynamamaya çalışın.
Kafeine güveniniz sonsuz mu?
Kafein kullanımını yanlış yaparsanız bu sizi daha da yorgun düşürecektir. Uzmanlar günde 3 fincan kahve içmenin fena olmadığını söylüyor. Fakat fazlası uzun vadede zararlı. Uzmanlar yatmadan 6 saat önce kafein alımını durdurmak gerektiğini söylüyor.
Hafta sonları geç mi yatarsınız?
Cumartesi gecesi çok geç yatıp, Pazar sabahı geç kalkınca e haliyle Pazartesi sabahı uyanmak sizi bir miktar zorlar. Uykudan mahrum bir Pazartesi de size Pazartesi sendromu artı tüm hafta yorgunluğu olarak geri dönecek. Sosyal hayatınızı yok etmeyin ama hafta sonları da uykunuzu düzenli almaya çalışın. Mesela kısa öğle uykularıyla açıkları kapatabilirsiniz.
Kaynak: health
