Rejimin ilk iki günü iyi gider, sonra çuvallarız, spor salonuna yazılırız, ilk iki hafta düzenli olarak gideriz, sonra çuvallarız, sigarayı bırakırız, ilk birkaç saat iyi gider, sonra çuvallarız. Ama etrafa şöyle bir bakınca bizim yapamadığımızı yapan insanların var olduğunu görebiliriz.
Tamam hayat devam ediyor, iş, güç, sosyal hayat derken yaşamaya devam ediyoruz, her şey devam ediyor da şu sağlıklı yaşam şartlarını sürdürmekteki bu başarı neden devam etmiyor, burada neden bir başarı elde edemiyoruz? Michigan Üniversitesi, Spor, Sağlık ve Aktivite Araştırma Merkezi’nden Michelle Segar, özellikle konu spora geldiğinde motive eksikliğine sebep olan nedenleri ve bununla mücadele etmenin yolları hakkında bir araştırma yapmış. Konu hakkında bir kitap yazan araştırmacı, güzel alışkanlıkların hayatımızdaki yerini korumada yardımcı olacak noktaları 5 başlıkta topluyor.
Her şeyi say, dakikaları not et
Fiziksel aktivitelerin ve yaptığın egzersizlerin ne kadar zaman aldığını hesapla. Aslında bazı aktiviteler için sandığından daha az zaman harcadığını göreceksin. Küçük şeyleri say mesela, aracı park etmek 2 dakika, köpekle 10 dakika yürüyüş, çocuklarla 15 dakika oyun, bahçeyle ilgilenmek 20 dakika gibi. Segar’ın çalıştığı kişiler, yaptıkları işlerin süre hesabını tutmanın onlar için çok faydalı olduğunu söylemiş. Hareket etmek onları motive ediyor ve enerjilerini yükseltiyor. Böylece egzersiz vb. aktiviteleri de yapmak için kendilerini motive ediyorlar.
“Şu an”a odaklan
Günlük fiziksel aktiviteleri saymaya alıştıktan sonra, spor kıyafetlerini giymek için üşengeçliğini atacaksın. Bir işi başlamak için düşünmek yerine, harekete geçip zamandan kazanacaksın, çünkü artık biliyorsun ki, o çok üşendiğin markete gidip gelmek aslında 25 dakikalık kısa bir iş. Zamanım yok diye düşünmek yerine, şu an boş vaktimde ne yapabilirim diye hızlıca düşünerek, harekete geçmek önemli, mesela şu merdivenleri 10 dakika inip çıkayım demek gibi.
Seni iyi hissettiren aktiviteleri yap
Beynimiz, bize çabuk haz verecek, bizi memnun edecek aktivitelere göre kodlanmıştır. Aslında bu yüzden egzersiz rutininden vazgeçme dürtüsüne karşı koyamıyoruz. Araştırmacı Segar’ın önerisi, sevdiğin bir egzersizi ya da aktiviteyi sürekli olarak yapmak. Bir egzersiz seç. Bu ister bir doğa yürüyüşü olsun ister yoga gibi popüler bir tür olsun. Eğer onu yaptığında mutluysan, vazgeçme ve devam et. Bir süre sonra o sporun, tek başına sana yetmeyeceği ve farklı bir egzersizle programını renklendirmek isteyeceğin muhtemel. Egzersizden zevk almak, ondan en üst düzeyde fayda sağlaman için ilk şart.
Kendi koçun önce kendin ol
Arkadaşlar, aile, doktorlar, personal trainer’lar her kafadan pek çok ses çıkar. “Meditasyon yap, arka kol çalış, squat’sız olmaz, aman çok su iç, sigara içme, et ye/yeme, kilo vermek için egzersizi bırak sadece rejim yap, koş, yüz, atla zıpla…” Bir davranış şeklinin gerçekten bir yaşam tarzı olması ve alışkanlığa dönüşmesi için, önce sen bunu istiyor olmalısın. Salona beraber başladığın arkadaşlarını yakalama çabası seni strese sokacaktır ve motivasyonunu düşürecektir. Sonuç büyük ihtimalle tamamen vazgeçiş. Önemli olan uzun soluklu ve sağlıklı bir şekilde zayıflamak, kaslanmak, kilo vermek ya da ihtiyacın olan neyse ona ulaşmak. Başkalarıyla yarışma, kendi yoluna bak.
Her adımda bir değişiklik yap
Birçoğumuz bir anda her şey birden olsun istiyoruz. Hemen spora başlayayım aynı anda beslenmemi de düzenleyeyim, üç günde beş kilo vereyim. O işte hemen öyle olmuyor. Segar diyor ki, “önce egzersize odaklan ve bu alışkanlığı kazanırken eğlenmeyi de unutma çünkü motivasyonun sırrı buradadır. Yapmak istediğin zaman, hayatının sana izin verdiği ölçüde, yapmak istediğin fiziksel aktiviteyi yap. Bu, tamamen başarılı olman için en iyi yol.
